Feminist düşünce, geleneksel sosyal bilimin öznellik-nesnellik ikiliğinin ve değerlerden arındırılmış bilgi üretimi iddiasının yanı sıra, feminist bakış açısından bilgi üretme mücadelesi verirken uzun bir yol kat etti. Sandra Harding, 1980’li yılların ikinci yarısında “Feminist bir yöntem var mıdır?” (Harding, 1987:1) makalesinde geleneksel ve feminist söylemler için metot (kanıt toplama teknikleri), metodoloji (araştırmanın nasıl yapıldığına ve nasıl ilerlemesi gerektiğine dair bir kuram ve çözümleme) ve epistemolojiyi tanımlar. Epistemolojiye odaklanarak “epistemoloji bir bilgi teorisidir” ve “bilen kadın mıdır”, “kimin deneyimlerine ve gözlemlerine bakılacak” ve kadınlar lehine “öznel gerçeklikler bilgiyi oluşturur mu” sorularını sorar. Böylece “feminist ampirisizm”, “feminist bakış” ve “feminist postmodernizm” epistemolojilerini tartışır. Bu üç görüşü aralarındaki ve içlerindeki gerilim nedeniyle geçici epistemolojiler olarak da görür (Harding, 1987b’den aktaran Stanley ve Wise, 1996: 72).

1990’lı yıllarda ise kadın konusunda çalışan kadın araştırmacılar, sıklıkla, Maria Mies’in (1996: 52-55) feminist araştırma için önerdiği “bilinçli taraflılık”, “aşağıdan bakış”, “katılımsız seyirci bilgisi yerine aktif katılım”, “feminist araştırmaların kadının kurtuluşu mücadelesinin bir parçası olması” ve “araştırma sürecinin hem araştıran hem de araştırılan için ‘bilinçlenme’ süreci olarak yaşanması” gibi metodolojik ilkelere başvururlar.

Kadınların bilgilerine odaklanan feminist metodolojinin ayrılıkçı olduğunu savunanlara karşı ise Cook ve Fonow (1986), feminist metodolojiyi “metodolojik araç olarak bilinç yükseltme, nesnelliğe meydan okuma, deneyimi bilim-dışı olarak görmeyi reddetme, ahlaki kaygılar taşıma, kadınlara araştırma nesnesi gibi davranmama ve araştırmayı politik bir etkinlik olarak görme” olarak tanımlarlar (Cook ve Fonow, 1986’dan aktaran, Stanley ve Wise, 1996: 81).

Kadınların deneyimlerine ve bilme ayrıcalıklarına odaklanan feminist bakış epistemolojileri, fen ve sosyal bilimlerdeki pozitivist iddialara karşı güçlü argümanlar üretir (Harding, 1997: 383). Zira kadınların göz ardı edilen maddesel yaşam deneyimlerine içeriden odaklanan bakış kuramları, toplumsal düzende belirgin olan cinsiyet, sınıf, ırk vb. gibi konumları ele alır ve bu sayede toplumsal düzenin işleyişini ‘görmek’ için farklı fırsatlar ve sınırlamalar ortaya çıkar (Harding, 1997: 383). Feminist bakış kuramcılarından N. Hartsock ise “feminist tarihsel materyalizmin zaman içinde ataerkilliğin yapısını oluşturan yasaları çıplak bıraktığını” söyler. Hartsock, metodolojik olarak Marksist teori tarafından sağlanan, tüm egemenlik biçimlerini anlamak ve onlara karşı çıkmak için epistemolojik bir araç olarak feminist bir bakış geliştirmeye çalışır. Feminist bakışa temel olarak ise kadınların faaliyetlerinin destek işgücü olarak görüldüğü cinsiyete dayalı işbölümünü önerir (Hartsock, 1983: 283). Feminist bakışın hedefi gerçek toplumsal ilişkilerin gizlendiği maddesel yaşamdır. Egemen toplumsal cinsiyetin ve sınıfın maddesel çıkarlarının olduğu ve toplumsal ilişkilerin görünür olmadığı bu maddesel yaşam, toplumsal ilişkileri yapılandırır ve ezilenler tarafından anlaşılmasını sınırlar. Kısmi ve bozuk bir görüşe sahip olan egemen sınıf ya da toplumsal cinsiyet maddesel ilişkileri yapılandırırken, bütün tarafları bu yapıya katılmaya zorlar. Bundan dolayı ezilen grubun (kadınların) görüşü için mücadele edilmeli ve herkesin katılmaya zorlandığı bu toplumsal ilişkilerin yüzeyinin altını görmek için de bilim ve eğitime başvurulmalıdır (1983: 285). Ezilenleri anlamak için benimsenen bakış “insanlar arasındaki insanlık dışı gerçek ilişkileri olduğu gibi gösterir, şimdiki zamanın ötesine işaret eder ve tarihsel olarak özgürleştirici bir rol taşır” (s. 285).

Ne var ki Susan Hekman (1997: 349), feminist bakış kuramcılarının “kadınların bakış açısı ayrıcalıklıdır çünkü toplumsal gerçekliğin doğruluğunu ortaya çıkarır” iddiasını eleştirir. Çünkü ona göre kadınlar arasındaki farklılıklar ciddiyetle ele alınmalıdır. Kadınlar birçok farklı bakış işgal ederler ve birçok gerçeklik yaşarlar. Hekman’a göre, böyle bir iddiadan hareketle çıkan bilgi, kısmi bir bakıştan üretilmiştir.

Kadınların maddesel yaşam deneyimleri aracılığıyla yapılan feminist analiz için Hartsock (1997:367) toplumsal öznenin ve bu özne tarafından üretilen bilginin doğasını sorgular. Dahası, iktidar ilişkileri tarafından yapılandırılan bir toplumsal konumdan çıkan bilginin önceliğini sorgulayarak Hekman’ın (1997) eleştirisini daha anlaşılır hale getirir. Şüphesiz kadınların ürettikleri bilgi, ataerkil sistemin sürekli yeniden ürettiği erkeklik konumundan üretilen bilgiye göre önceliklidir. Ancak, tam da burada, farklı kadınlar farklı bakış açılarını işgal ediyorlarsa, akademik çalışmalar yapan kadınların işgal ettikleri bu belirli bakıştan çıkan bilginin önceliğinin olması, kadınlar arasında yeni iktidar ilişkilerini ortaya çıkarmaz mı diye sormak istiyorum.

Hekman’ın aksine ben de kadınların bakış açısının toplumsal gerçekliğin doğruluğunu ortaya çıkardığını düşünüyorum, ancak kadınlar arasındaki farklılıkların ciddiye alınması gerektiği düşüncesine de kesinlikle katılıyorum. “Kadınların yaşamları erkek üstünlüğünün üzerinde özel ve ayrıcalıklı bir bakış açısı sunar” (Hartsock, 1983: 284), ama bu ayrıcalık yaşamı araştırılan kadının değil de araştıran kadının ayrıcalığı haline gelmektedir. “Araştırılan” öznenin bulunduğu yerler incelenerek yüzeyin altı görülmeye çalışılırken, araştırmacının işgal ettiği yer nedeniyle araştırma ilişkisi, kadınlar arası iktidar ilişkilerinin yeri haline gelmektedir. Bugün Türkiye’de akademik feminist çalışmalar yapan kadınların kuramsal, epistemolojik ve metodolojik olarak işgal edilen bu yerlerde ortaya çıkardıkları kısmi bilgilerle yeni güç ilişkileri yarattıklarını düşünüyorum. Feminist kuramın ışığında yapılan araştırma deneyimleri, ataerkil ilişkilerin baskısından özgürleşme yerleri olma iddiasını barındırsa da, “araştırılan” kadının hayatında bir değişim yaratmadığı gibi, alan yazındaki aşırı birikim ve araştıran kadınların hiyerarşik konumları, feminist çalışmaları metodolojik açıdan çıkmaza sürüklemektedir.

Süregelen iktidar ilişkileri içerisinde devletin onaylamadığı bir eylemden dolayı üniversiteden ihraç edildikten sonra deneyimlediğim akademik dışlanma, kadınlar arasındaki farklılıkları daha da anlamamı sağladı. Akademi içerisinde başka kadınların maddesel yaşam deneyimlerini analiz eden kadının mücadele önceliğinin ataerkil maddesel ilişkiler olması gerekirken, kadınlar bulundukları yerlerde yüzeyin altını görmeyi tercih etmeyip, özgürleşme mücadelesini sekteye uğratmaktadırlar. Dahası sahip oldukları kısmi bilgiyle aktivist kadınların örgütlenme pratiklerini etkilemeye çalışmaları, Türkiye kadın hareketinin ve her toplumsal kesimden kadının özgürleşmesinin önünde önemli bir engel olarak yer almaktadır.

 

 

Kaynakça

Harding, S. (1987). Introduction: Is there a Feminist method? S. Harding (Der.), Feminism and Methodology içinde (s.1-14). Milton Keynes: Open University Press.

Harding, S. (1997). Comment on Hekman’s “Truth and Method: Feminist Standpoint Theory Revisited”: Whose Standpoint Needs the Regimes of Truth and Reality? Signs: Journal of Women in Culture and Society, 22(2), 382-391.

Hartsock, N. (1983). The Feminist Standpoint: Developing The Ground For a Specifically Feminist Historical Materialism. S. Harding ve M. B. Hintikka (Der.), Discovering Reality içinde (s.283–310). Dordrecht: D. Reidel Publishing Company.

Hartsock, N. (1997). Comment on Hekman’s “Truth and Method: Feminist Standpoint Theory Revisited”: Truth or Justice? Signs: Journal of Women in Culture and Society, 22(2), 367-374.

Hekman, H. (1997). Truth and Method: Feminist Standpoint Theory Revisited. Signs: Journal of Women in Culture and Society, 22(2), 341-365.

Mies, M. (1996). Feminist Araştırmalar İçin Bir Metodolojiye Doğru. S. Çakır ve N. Akgökçe (Der.), Farklı Feminizmler Açısından Kadın Araştırmalarında Yöntem içinde (s.48-64). İstanbul: Sel Yayıncılık.

Stanley, L. ve Wise, S. (1996). Feminist Araştırma Sürecinde, Metod, Metodoloji ve Epistemoloji. S. Çakır ve N. Akgökçe (Der.), Farklı Feminizmler Açısından Kadın Araştırmalarında Yöntem içinde (s.67-98).  İstanbul: Sel Yayıncılık.

 

 

Yayınlanma Tarihi: 05.01.2021

 

Leave a Reply