Hatice Göz

Kadınların iş ortamında karşılaşabilecekleri/karşılaştıkları ayrımcılıkları tariflemek için geliştirilen pek çok kavram var. En çok bilinenleri de cam tavan ve cam yürüyen merdiven ya da asansör.

Cam tavan, kadınların özellikle şirket gibi kuruluşlarda yükselmelerini engelleyen, cinsiyete dayalı engellemeleri tanımlayan bir kavram. Cam yürüyen merdiven ise erkeklerin iş yerlerindeki yüksek pozisyonlara, kadınlara nazaran daha “rahat” çıkmasını tarifleyen bir kavram; kadınlar basamakları tek tek tırmanırken erkeklerin hızla yükselmesi anlamına geliyor.

Yukarıda sözü edilen kavramların yanında günümüzde şirketlerde cinsiyete dayalı ayrımlara dair kavramlar geliştirilmeye devam ediyor. Bunlardan biri de cam uçurum. Kadınların “cam tavan”ı kırıp daha üst bir pozisyona çıktıklarında yaşadıklarını tanımlamak için geliştirilen “glass cliff” yani cam uçurum kavramı, psikoloji profesörleri Ryan ve Haslam tarafından ilk kez 2005 yılında kullanılmış. Cam tavan, şirketlerde kadınların yükselmesini engelleyen faktörleri; cam uçurum ise hata riski göreceli olarak yüksek olan tehlikeli üst yönetim pozisyonlarına kadınları atama eğilimini (Ryan ve Haslam, 2005: 81) ifade ediyor.

İki profesör sözü geçen kavramı The Times gazetesinde yayımlanan bir yazıya[1] eleştiri olarak geliştiriyorlar. Bu yazıda yazar, Birleşik Krallık’taki 100 büyük şirketi inceliyor ve şirketlerin başarısızlığını yönetim kurullarında kadınların oluşuna bağlıyor. “Yönetim Kurulunda Kadınlar: Yardım veya Engel?” başlığını taşıyan yazı, İngiltere’de şirketlerin yönetim kurullarında kadınların olmaması gerektiğini, bu durumlarda performansın düştüğünü iddia ediyor. Haslam ve Ryan ise bu yazarın aksine şirketlerde yönetici pozisyonlara kadınlar ve erkekler atanmadan önceki ve sonraki süreçleri birlikte ele alıyor; bu atamaların da cinsiyete, şirketin durumuna göre değişiklik gösterdiğini iddia ediyorlar. “Buna göre yönetim kurullarına veya üst kademe yönetim pozisyonlarına erkekleri atayan şirketler, atamadan önce ve sonra istikrar ve büyüme yaşamaktadır. Büyük bir çoğunlukta kadınları yönetim pozisyonlarına atayan şirketlerin kadınları daha yüksek pozisyona terfi ettirmeden önce daha az başarılı oldukları ve finansal performans güçlüğü yaşadıkları gözlenmiştir” (Akt. Yıldız vd., 2016: 1130). Dolayısıyla kadınların yönetici pozisyonlarına atandığı şirketlerin çoğunun performansının düşük, yapılarının problemli, iş sürecinin istikrarsız olduğu görülmüş. Yani “güvencesiz” pozisyonlara kadınların getirilmesi daha çok tercih edilebiliyor.

Kaybetme olasılığının yüksek olduğu konumlara, tam da bu olasılığın belirtilerinin yoğunlaştığı dönemlerde yönetici pozisyonuyla getirilen kadınlar buralarda hem yoğun bir mobbinge maruz bırakılıyor, aşırı stres altında çalıştırılıyor hem de sonuç başarısız olduğunda günah keçisi ilan edilebiliyor. Zaten hak etmedikleri bir konumda oldukları düşünülen kadınlar, kendisinden daha düşük pozisyondakiler de dahil olmak üzere iş ortamındaki pek çok kişi tarafından dışlanıyor, yalnızlaştırılıyor, çeşitli biçimlerde aşağılanıyor; kadınların hata yapması ve sonuçta pes etmesi bekleniyor. Mobbing ve cam uçurum ilişkisini birlikte ele alan bir makalede de, iki durumun da moral ve motivasyonu düşürdüğü ve iş verimliliklerinin düştüğü belirtiliyor (Alhas, 2020: 26-45).

Türkiye’de cam uçurum kavramı ilk defa bir tez çalışmasında kullanılmış (Ak Kurt, 2011). Daha sonra cam uçurum konusunda yapılan ilk Türkçe çalışma, 2016 yılında literatüre giriyor (Yıldız vd., 2016: 1119). Kavram çoğunlukla iş ortamlarında kadınların maruz bırakıldıkları ayrımcılıklarla bağlantılı olarak değerlendiriliyor ve henüz feminist literatürde yaygın olarak kullanılmıyor. Özellikle Türkiye’de yapılan araştırmalarda kadınların cam uçurumu da deneyimledikleri, ancak daha çok cam tavana çarptıkları gözlemlenmiş (Umar Karakuş, 2021: 244-264).

Bu kavram yakın dönemde Türkiye’de de bir örnek üzerinden kullanıldı: Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığına atanan Hafize Gaye Erkan için. New York Times gazetesinde çıkan “Türkiye ekonomisini kurtarmakla görevli kadın” başlıklı yazıda Erkan’ın TCMB Başkanlığı’na atanmasıyla ilgili olarak “cam uçurum” benzetmesi yapılıyor:[2] “Bütün umut kaybolduğunda, işleri (ve suçu) bir kadına devret. Cam uçurum kavramı üzerine yapılan çalışmalar, şirketlerin, işler kötüye gittiğinde üst düzey yöneticilik ve direktörlük pozisyonlarına kadınları getirdiğini gösteriyor. Batan Twitter’ın yeni yöneticisi Linda Yaccarino bu tanıma uyuyordu. Şimdi de eski Wall Street bankacısı Hafize Gaye Erkan, Türkiye’nin yeni Merkez Bankası Başkanı oldu. Bu görev cam uçurumların da uçurumu demek” deniyor.

Benzer örnekleri özellikle bir erkek alanı olarak görülen ana akım ya da parlamenter siyasette görebiliriz. Erkek siyasetçilerin hataları, sözleri, duruşları “siyasette olur böyle şeyler” denerek kapatılır ya da uzun süre tartışılmazken, kadınlar özellikle de “yüksek” seviyelere geldiklerinde hemen her şeyin hesabını vermek zorunda bırakılıyorlar. “Dişli” olmaları, erkek gibi davranmaları, sert durmaları vb. konusunda sürekli olarak yönlendiriliyor, bunları yapmadıkları ve başarısız olduklarında da kadın oldukları için yapamadıkları söyleniyor.

Kavramın tartışmalı ve geliştirmeye açık yanları var. Cam uçurumdan bahsedebileceğimiz süreçleri keskin bir başarı-başarısızlık olarak değerlendirmemiz mümkün olmayabilir, çünkü süreçler ve sonuçlar erkekler ve kadınlar için birbirinden farklı olabiliyor. Bu tip yüksek riskli pozisyonlara kadınların getirilmesinin, kadınların bunları bilerek görevi kabul etmesinin ve neredeyse bu sonuca mahkûm oluşlarının pek çok farklı sebebi olabilir. Kadınlar, çoğu zaman bu zorlu hatta yüksek riskli görevleri kabul etmek durumunda kalıyorlar, çünkü bir yandan bu “fırsat” onlara her zaman verilmiyor bir yandan da kadın oldukları için “zorluk”lara gelemedikleri, çekindikleri, korktukları yönündeki algı yerleşik olduğundan bu eşiklerde kendilerini ispatlama basıncı altında oluyorlar. Yani bir erkek bu tip durumlarda yaptığı açıklamalarla “mantıklı” bir tercih yapmış olurken, bir kadın “duygusal” bir tercih yapmış olabiliyor. Sorun şu ki sonuçta kadınlar bu riskli uçurumu kabul edip başarısız olduklarında da, kabul etmeyip geri çekildiklerinde de aynı erkek egemenliği tarafından zayıf olarak işaretleniyorlar.

Aynı zamanda olası başarısızlıkların erkeklerin kariyerlerinde bıraktığı etkinin büyüklüğü ile kadınların kariyerindeki büyüklüğünün de farklı olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca konuyla ilgili bir yazıda[3] da “Evet, kadınlar genelde zorlu dönemlerde başa getiriliyor ve bu durum başarı şansını oldukça düşürüyor; ancak kadınlar aynı zamanda fırtınalı dönemlerde kurumların dümenine geçme cesaretini gösteren öncü liderler olarak da öne çıkıyor” diye belirtiliyor.

Sonuçta cam uçurum erkek egemen yaşamın içinde kadınların karşı karşıya kaldıkları engel ya da tuzaklardan biri olarak değerlendirilebilir. Ancak aynı zamanda kadınların bu zorlukların içinden geçerek -erkeklerden çok farklı olarak-, mücadele ederek, emek verip hak ederek buralara geldiklerini ve başarılı örnekler yarattıklarını da unutmamak gerekiyor. Bu kavramların geliştirilmesi de patriyarkanın yaşamın hücrelerine kadar sirayet eden kimi zaman ince kimi zaman kaba, kimi zaman açık kimi zaman örtük ve iç içe geçen hallerini berrak bir gözle yeniden görmemize olanak sağlıyor.

 

Kaynakça

Ak Kurt, D. (2011). Glass cliff in relationship to hostile and benevolent sexism (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara.

Alhas, F. (2020). Cam Uçurum mu? Mobbing mi? Bilinmeyene Yolculuk. SBE Dergi, 4(6), 26-45.

Umar Karakuş, E. (2021). Türkiye’de İş Hayatında Yönetimde Kadın Olmak: Cam Tavan ve Cam Uçurum Kavramları Üzerine Nitel Bir Araştırma. Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, 4(2), 244-264.

Ryan, M. K. ve Haslam, S. A. (2005). The Glass Cliff: Evidence that Women are Over-Represented in Precarious Leadership. British Journal of Management, 16(2), 81-90.

Yıldız, S., Alhas, F., Sakal, Ö. ve Yıldız, H. (2016). Cam Uçurum: Kadın Yöneticiler Cam Tavanı Ne Zaman Aşar? Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 71(4), 1119-1146.

 

[1] https://www.thetimes.co.uk/article/women-on-board-help-or-hindrance-2c6fnqf6fng (Erişim tarihi: 15.01.2024).

[2] https://www.nytimes.com/2023/06/12/opinion/turkey-erkan-erdogan.html (Erişim Tarihi: 15.01.2024).

[3] https://aposto.com/s/cam-ucurum-firsat-mi-komplo-mu (Erişim tarihi: 15.01.2024).

 

Yayınlanma Tarihi: 16.02.2024

Leave a Reply