Hande Gülen

Çok aşklılık, bir diğer adıyla polyamory etimolojik olarak Yunanca’da çok anlamına gelen “poly” ve Latince’de aşk anlamına gelen “amor” sözcüklerinden oluşuyor. Polyamor, yani çok aşklılık, en genel anlamda, içerdiği farklı ilişki biçimleri ile birden fazla sevgi, aşk, cinsellik ve duygusal ilişkinin olduğu, açıklık üzerine kurulu ilişkiler anlamına gelen melez bir anlam bütünü. Aynı anda birden fazla kişiyle cinsellik, yakınlık ve/veya partnerlik bağıyla bağlı olmayı kapsıyor. Bu kapsamayı belirgin kılan nokta, bu bağın karşılıklı şekilde kurulmasına, konuşmanın ve açıklığın esas alınmasına dayanıyor. Partnerlerin birbirinden gizli olarak sürdürdüğü tek eşli ilişkilerden farklı olarak çok aşklı deneyimlerde, tüm partnerler her ilişkinin kendi ‘etik’ dinamikleri ve/veya kurallarıyla ilişkilere dahil olurlar (Anapol, 2004); dolayısıyla tek eşli ilişki formuna ait bir fenomen olan ‘aldatma’dan tamamen ayrıdır (Easton & Hardy, 2014). Normatif, patriyarkal ve muhafazakâr bulutlarla örülü bir kavram olan “aldatma”, içerdiği ‘gizlilik’ halleri nedeniyle çok aşklılık pratiği ile örtüşmez. Çok aşklılıkta, mononormativiteyi ve onun kurumsal ahlakını politik olarak reddeden çoklu ilişkilerde, partnerler arasında tam bir saygı, karşılıklı değer verme, özen, güven ve şeffaflık temel alınır.

Çok aşklılık literatürüne bakarken, kavram ilk olarak 1990 yılında kullanılsa da özellikle tek eşliliğe yönelik eleştirilerin 90’lı yıllardan önce yapıldığını biliyoruz. On dokuzuncu yüzyılın ortalarından bu yana, tek eşli olmamayı komünal hayatın önceliği olarak benimseyen topluluklar öne çıkar; tek eşlilik dışında yaşanan formları ele alan çalışmalarda bu komünal deneyimlerden bahsedilir (Kern, 1981). Benzer şekilde, takip eden yıllarda eşcinsel erkeklerin ilişkileri üzerine yapılan çalışmalarda da tek eşlilik dışında yaşanan deneyimlerden akademik olarak bahsedilir; çok belirgin olmasa da tek eşliliğin çizdiği normatif sınırlar çok aşklı pratikler ele alınarak eleştirilir. Elbette cinsellik, haz, arzular, erotizm gibi pek çok alanın içerisinden çok aşklılığa dair güzergahlar bulmak mümkün. Fakat sözünü ettiğim kullanım alanları, çoklu deneyimlerin ilk kez adını koyarak ele almasıyla önem teşkil ediyor diyebiliriz.

Çok aşklılık kavram seti 80’li yıllarda belirginleşir; ancak pratik olarak bu deneyimlerin dile gelişi 1960’ların “özgür aşk” ve “cinsel özgürlük” talepleri ile başlar. Bu dönemde, çok aşklılık, açık ilişki gibi tanımlar etrafında dönen bir tartışmadan ziyade komünler ve özgürlükçü gruplarda öne çıkan sınırsız ve tanımsız deneyimler belirgindir (Weeks, 1985). Çoklu cinsellik deneyimlerinden genellikle “alternatif” formlar olarak bahsedilir (Samuels, 2010). Bu yıllarda çok aşklılığı merkezine alınan ‘etik’ tartışmalarına genellikle rastlamayız. Bu tarz yaklaşımlar muhafazakâr olarak görülür; herhangi bir tanım kümesi içinden yaklaşılmaz.

Çok aşklılık ise kavram olarak ilk kez 1990 yılında Oberon Zell’in “A Bouquet of Lovers” isimli makalesinde geçer (Klesse, 2011: 6). Fakat bu makalede çok aşklılık, mistik ve tinsel yaklaşımla ele alınır. Ardından gelen çalışmalarda ise monogami (tek eşlilik) ve polyamori karşılaştırılarak her iki ilişki yönelimi arasındaki farklardan söz edilir.

Çok aşklılık kavramında tek eşliliği olumsuzlamaktan öte, farklılık vurgusu öne çıkıyor diyebiliriz. Alışılageldik, romanlara, filmlere konu olan, normatif duygu halleri ile özdeşleşen biricik olma, sahiplenme gibi ikili cinsiyet kodlarıyla düşünülen ‘aşk’ fikrinden farklılaşır. Klesse (2011), çok aşklılığın her şeyden önce bir ilişki felsefesi olduğunu belirterek, “romantik aşktan sahiplik duygusunun çıkarıldığı”, yakınlıkların önemsendiği, kıskançlık, kaygı gibi hislerin olumsuzlanmayarak konuşulabilir olduğu bir biçimi ifade eder. Dolayısıyla çok aşklılık normatif hizalardan çıkmayı savunan bir ilişki yönelimidir diyebiliriz.  Çok aşklılık, bu anlamıyla hem bir aşk felsefesi hem de birçok insanı sevmenin ve çoklu yakınlıkları sürdürmenin mümkün olduğunu varsayan bir ilişki yönelimidir. Bazı polyamor aktivist ve araştırmacılar monogam olmayan tanımının (non monogamy) açık ilişkileri, ‘uçucu’ (promiscuity) cinsel birliktelik dahil olmak üzere her türlü tek eşli olmayan ilişkiyi içerdiğini, polyamori, yani çok aşklılığın ise birden fazla romantik, cinsel ve/veya duygusal bağın rızaya dayalı, uzun vadeli sürdürülmesine atıfta bulunmak için kullanıldığını ifade etse de bugün özellikle queer polyamor aktivistler bu ikiliği normatif bularak eleştirirler. Easton ve Hardy, Etik Sürtük kitabında (2014: 230) aşkın, çok aşklı ilişkiler havuzunda belirleyici bir norm olarak konulmasını eleştirirler: “Sizin yaptığınız şeylerin (swing, ‘fuck buddies’lerin olduğu ilişkiler, gündelik seks, grup seks vs.) çokaşklılığa girdiğini kabul etmeyen insanlarla karşılaşabilirsiniz. Bu terimin en muhafazakâr tanımı, sadece uzun süreli sadakata dayanan çok eşli ilişkileri kapsıyor.”

Queer feminist literatürde çok aşklılık tartışmalarının en eleştirel yaklaştığı konu, zorunlu tek eşlilik kurgusudur. Heteronormativiteyle keşişerek arzular, cinsellikler ve erotik olanın “straight line”, yani bir hiza, yarattığını söyleyerek, bu hizanın dışına taşan arzu ve haz biçimlerini çoklu cinsellikler, çoklu aşk formları içinde düşünmeyi, yaşamayı ve dile getirmeyi savunan bir poli aktivist tavırdan söz edebiliriz. Bu tavır, zorunlu tek eşliliğin, tıpkı zorunlu heteroseksüellikte olduğu gibi, evlilikten yasalara, gündelik hayattan kurumsal ağlara uzanan ayrıcalıklar toplamı olduğunu; dolayısıyla bu ‘hiza’nın ürettiği arzu ve cinsellik rejimlerinden ayrılmayı savunur. Çok aşklılık felsefesi, düşünsel olarak her ne kadar farklı ilişki yönelimlerini olumsuzlamayı merkezine koymasa da zorunlu tek eşliliği sorunsallaştırır; monogam ilişkilerin, özellikle evlilik bağı ile sürdürülen heteronormatif alanın, hegemonik kadınlık ve erkeklik rollerinin güçlenmesini sağladığını ifade eder. Elbette çok aşklılık yaklaşımlarının muhafazakârdan queer olana geniş bir yelpazede ele alındığını ifade etmek gerekiyor. Sözü edilen yaklaşım, çoğunlukla queer feminist poli aktivist ve araştırmacıların kendilerini geleneksel radikal feminist ve muhafazakâr yorumlardan ayırmak için öne çıkardığı bağlamlardır diyebiliriz.

Mimi Schippers, Beyond Monogamy (2016) isimli çalışmasında kesişimsel bir cinsellik politikasını öne çıkarmak ve normatif çok aşklılık yaklaşımlarından farklılığı vurgulamak için “poly queer sexualities (çoklu queer cinsellikler)” kavramını önerir. Özellikle, ABD ve Avrupa merkezli açık ve çok eşli ilişkiler üzerine yapılan çalışmalarda, kendini çok eşli olarak tanımlayan ve/veya çoklu deneyimler etrafında aktivizme veya topluluklara katılan kişilerin ezici bir çoğunlukla beyaz ve orta sınıf olduğu tartışılıyor (Sheff, 2013). Çok aşklı grupların ve aktivistlerin sınıf homojenliğinden, ayrıcalıklı konumlarından da sıkça bahsediliyor. Schippers’in çoklu queer cinsellikler vurgusu, çok aşklılığın tartışılma ve deneyimlenme alanlarında karşılaşılan homojenlik ve özellikle beyaz- hetero ve cis erkeklerin bu alana yönelik dominasyonunu kırmaya yönelik de bir arzuyu ifade ediyor.

Queer feminist poli aktivistler, beyaz ayrıcalıklı alanlara yönelik eleştirel muhalefeti dile getiren, ayrıcalık ve gücün baskıcı yapılarını bozan veya ortadan kaldıran yollarla ilişki kurmak için queer alanları çoğaltmaya yönelik birçok temas alanı yaratmaya çalışıyor. ABD, Kanada ve Avrupa merkezli pek çok queer feminist poli aktivist gruplar kurulmaya çalışılıyor, akademik ve aktivist metinler yayınlanıyor, dijital alanlarda bir araya gelme ve tartışma zeminleri oluşturuluyor.

Türkiye’de de arzu ve hazzın politikasının güzergahları ise elbette 80’lerden bugüne uzanıyor. Feministler ve queerler 80’lerden bu yana evliliği, tek eşliliği, arzu ve hazları teori ve deneyimi birlikte ele alarak tartıştılar, düşündüler ve pratiğe döktüler. Cinselliğin politikası, tıpkı farklı coğrafyalarda olduğu gibi, çoğu kez patriyarkanın önümüze koyduğu hizalarla mücadele etmeyi getiriyor ve bu mücadeleyi verirken özgürlükçü eşiklerin belki de ‘kendi aramızda’ kalmasına neden oluyordu. Fakat feminist hareketin giderek queerleşmesi ve LGBTİ+ hareketle temas alanlarının artması, muhafazakâr feminist yönelimlerin eleştirilmesi gibi güzergahlar çoklu cinselliklerin daha çok dile gelmesine, arzu ve hazzın içeriden ve dışarıdan çizilen hizaları aşmasına vesile oldu, oluyor.[1]

 

 

Kaynakça

 

Anapol, D. (2004). A Glimpse of Harmony. Journal of Bisexuality, 4(3-4), 109-119.

Easton, D. & Hardy, J. W. (2014). Etik Sürtük (K. Güney, Çev.). İstanbul: April Yayınları.

Kern, L. (1981). An Ordered Love: Sex Roles and Sexuality in Victorian Utopias. Chapel Hill: University of North Carolina.

Klesse, C. (2011). Notions Love in Polyamory -Elements in a Discourse on Multiple Loving. Laboratorium, 3(2),4-25

Samuels, A. (2010). Promiscuities: Politics, Imagination, Spirituality and Hypocrisy. M. Barker & D. Langdridge (Ed.), Understanding Non- monogamies. New York: Routledge.

 Schippers, M. (2016). Beyond Monogamy: Polyamory and the Futures of Polyqueer Sexualities. New York: University Press.

 Sheff, E. (2013). The Polyamorist Next Door: Inside Multiple- Partner Relationships and Families. New York: Rowman & Littlefield.

Weeks, J. (1985). Sexuality and its Discontents- Meanings, Myth, Modern Sexualities. London: Routledge.

 

[1] Türkiye’de çok aşklılığın tartışıldığı mecralar için bkz.

Çokaşklılık üzerine yayınlanan podcastler (Türkiye):

-Velvele podcast serisi- 2. sezon 2. bölüm, Ari Büyük & Bawer Murmur, https://open.spotify.com/episode/35NcQZxtITiSu1OPJ6exVB?si=jgp99ehXTgSzUh_GUoQs6g , Son erişim tarihi: Mart 2022.

-Queer troublemakers, Aldatma ve tek eşlilik I-II, İlişki Anarşisi I- II- III, Tek eşlilikten çokaşklılığa geçiş denemeleri, https://queertroublemakers.com/podcast/ , Son erişim tarihi: Mart 2022.

2017’den bugüne çok aşklılığın konuşulduğu etkinliklerden öne çıkanlar için: “Çok eşlilik/ Çok aşklılık atölyeleri: Uzun ilişkiler, Nakkalgbti+; Çok eşlilik, Çok aşklılık /Söyleşi, Boysan’ın Evi; 26. Lgbti+ Onur haftası etkinlikleri, Çok eşlilik/ Çok Aşklılık söyleşi ve atölyeler serisi: Üçüncü olmak, Metreslik. Zümrüdü cinsellik atölyeleri (2020) : https://kaosgl.org/haber/zumrudu-cinsellik-atolyeleri-nde-cok-asklilik-ve-cok-eslilik-konusulacak

 

 

Yayınlanma Tarihi: 25.07.2022

 

Leave a Reply