Âdet, rahmin iç tabakasının kanla beraber düzenli olarak dökülmesidir. Rahmin iç tabakası, olası bir gebelik için her ay gelişen yumurtaya eşlik eden östrojen hormonunun salgılanmasıyla kalınlaşır ve yumurtanın çatlaması sonucunda salgılanan progesteron hormonuyla da olgunlaşır. Gebeliğin oluşmadığı durumda bu doku vajina yoluyla atılır. Türk Dil Kurumu Güncel Sözlükte regli, regl sözcükleri[1] bulunmazken “âdet” sözcüğü “aybaşı” olarak tanımlanmaktadır. Aybaşı ise “belirli yaşlar arasında kadınların ayda bir döl yatağından kan gelmesi durumu, ay hali, âdet” olarak tanımlanmaktadır.[2] İngilizce karşılığı menstruation/menses ise Latince mensis (ay-month) ve antik Yunancada mene (ay-moon) ile ilişkilidir. İngilizce orijinaline daha yakın olan aybaşı ya da âdet sözcükleri yerine regl kelimesi giderek daha çok tercih edilir olmuştur. Bu durum belki de, bu tamamen doğal olan durumun baskın toplumsal kültürde ya da dinde “ésaf olmamak”, “kirlilik” ile ilişkilendirilmesi ve saklanmak istenmesiyle ilgilidir. Clue adlı bir döngü izleme aplikasyonunun kullanıcıları üzerinde yapılan bir araştırmaya[3] göre dünya çapında âdet için kullanılan 5000’den fazla sözcük var. The Museum of Menstruation and Women’s Health web sayfasında da bunun için kullanılan binlercesi incelenebilir.[4] Bizim ülkemizde kullanılan bazıları diğer ülkelerdeki kullanımlarına benzerdir (halam geldi, tarla çamurlu, Ayşecik tatilde, anavatan kan ağlıyor gibi) ve bir kısmı da – belki daha sık kullanılanlar – aslında menstruasyona atfedilen niteliklerle ilişkilidir (kirlendim, hasta oldum gibi).
Rahmi ve vajinası olanların yaşadıkları böylesine doğal, bedensel bir işlevin geçmişte nasıl algılandığının günümüzde halen etkili olduğunu regli sözcüğü için kullanılan bu derece çeşitli “örtmeceler” anlatıyor belki de. Antik çağ kültürleri ve mitolojide hemen her zaman büyü ve güçle ilişkilendirilen âdet kanaması kimi zaman kutsal, kimi zaman tanrıların armağanı, kimi zaman da bir günahın cezası olarak görülmüş. Neredeyse tüm dinlerde ise (Sihizm dışında) regli kanaması saf olmayan, kirli ve kirleten olarak nitelendiriliyor. Bazı dinlerde âdet görenlerin günlük hayata katılmaları dahi yasaklanırken bazılarında cinsellikleri, ibâdet etmeleri ya da kutsal mekânlara girmeleri engelleniyor. Pek çoğunda bununla ilgili ciddi kurallar ve uygulamalar var. Örneğin Ortodoks Yahudilikte niddah, âdet gören kadını tanımlamakta kullanılan bir terim. Levictus 15:19-23’te aylık kanaması başlayan kadının yedi gün süreyle saf olmayacağı ve ona dokunanların, onun dokunduklarının ya da oturduğu yerin de akşama kadar kirli kabul edileceği belirtilir. İslamiyet âdet gören kadın günlük hayatına devam etmesine izin verir, ancak bu dönemde kadınlara cinsel ilişki ve ibâdet yasaklanır. Hristiyanlıkta da âdet döneminde cinsellik yasaklanır. Hinduizm’de kadınlar 3 gün boyunca ev işlerinden uzak tutulur; Nepal gibi bazı bölgelerde evden de uzaklaştırılır ve ev dışındaki kulübelerde bu dönemi geçirmeleri beklenir (Tan vd., 2017). Günümüzde tüm bu kabullerin etkileri kız çocuklarının ve kadınların hayatlarını olumsuz etkiliyor. Menstruasyonun saklanması gereken bir şey olduğu fikri, kız çocuklarını okula gitmekten alıkoyabiliyor. Okula gidebilenler petlerini nereye saklayacağını ya da kirli petlerini nereye ve nasıl atabileceklerini bilemiyor. Nepal’de devam eden âdet göreni Chaupadi denilen kulübeye gönderme geleneği yılan sokmaları, duman zehirlenmesi, tecavüz ve ölümlere neden olabiliyor ya da âdet döngüsü ile ilgili sorunlarda yaşanan bu utanç yardım aramalarını güçleştiriyor. Ülkemizde de marketlerde petlerin siyah poşetlere girmesine yol açabiliyor.
Âdet ile ilgili birbirine geçmiş pek çok sosyal, tıbbi ve istatistiksel norm ve gereklilik var. Bunlar âdeti, “ideal, doğru, sağlıklı, normal” olarak kategorilendirmek ve deneyimlemek ile ilgili çeşitli yollar inşa eder. Örneğin İslamiyet’e göre kadında görülen kanamanın âdet kanaması kabul edilmesi için 3-10 gün arasında olması gerekir. Bunun dışındakiler düzensizlik kabul edilir. Yahudilikte bu süre 7 gündür (Tan vd., 2017). Ülkemiz de dahil olmak üzere bazı kültürlerde regli döneminde kirli kanın atıldığı inanışı, bu dönemde çok kanayan kadınları normal kabul ederken az kanayan kadınları ve hatta kanamayan kadınları dışarıda bırakır. Tıbbi açıdan, American College of Obstetrics and Gynecology’a (ACOG) göre 21-45 günde bir 2-7 gün,[5] İngiltere’de faaliyet gösteren National Health Service’e (NHS) göre ise 21-40 günde bir 3-8 gün arası[6] “normal” kabul ediliyor. Bu durumda bunların dışında kalan rahmi olan her birey, “anormal” kabul edilerek tedaviye yönlendirilebilir. Regliye eşlik edebilecek semptomlara bakıldığında başka sorular da gündeme gelebilir. Örneğin ne kadar ağrı normal kabul edilebilir? 150 kadar fiziksel (şişkinlik, meme hassasiyeti, eklem ağrıları, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, sivilcelenme vb.) ve psikolojik (duygusal dalgalanmalar, kolay öfkelenme, cinsel istek değişiklikleri, depresyon, kaygı, şekerli ve tuzlu besinleri aşerme vb.) belirtisi olan ve kadınların çoğunda görülen, ancak az bir kısmında günlük aktivitelerini yapmakta zorluğa yol açan bir durum olarak tanımlanan premenstrual sendrom (PMS) ya da Türkçe söylersek “âdet öncesi gerginlik sendromu” da başka bir tartışma konusudur. Kadınlıkla bağdaştırılmayan öfkeli olma, sorun çözücü ya da şefkatli olmama halleri ancak âdet boyunca, “hastalık” olarak yani “anormal” olduğunda anlaşılır ve kabul edilir hale gelmektedir.
Âdet görmeyi “kadınlık” ile ilişkilendirmek ise düzenli âdet görmeyenleri, menopozda olanları ve trans kadınları normun dışında kabul eder. Bu yaklaşıma göre kabul edilebilecek tek âdet görmeme durumu gebeliktir. Oysaki rahmi olan ve/veya kendini kadın olarak tanımlayan herkes kanamayabilir. Menstruasyon ile ilgili normları oluşturanın ataerki olduğunu akılda tutmak gerekiyor. Bugün halen varlıklarını Kalahari Çölü’nde sürdüren, ataerkinin kurumsallaşmadığı avcı-toplayıcı Kung kabilesinde kadınların toplumsal statüleri erkeklerle eşit ve regli korkulacak bir şey ya da tabu değil. İlk âdet kulübesi köyün içinde yer alıyor ve kutlama ritüelleri erkekler tarafından da izlenebiliyor. Aylık kanamalara ise neredeyse hiç önem atfedilmiyor, saklanması gerekmiyor (Tan vd., 2017). “Erkekler Âdet Görseydi” adlı makalesinde Gloria Steinem (2020), biraz da gülümseterek reglin nasıl övünülecek, özenilecek erkeksi bir olaya dönüşeceğini anlatırken ağrılı âdetlerle başa çıkmak için yapılacak araştırmalardan, regli ürünlerinin ücretsiz olacağından, hatta bu dönemde erkeklerin atletik olarak nasıl daha başarılı olduğuna yönelik istatistiklerin geliştirileceğinden bahseder.
Menstruasyon üzerindeki tabular ve normlar nedeniyle bu konu hakkında konuşamamak özellikle kız çocuklarını ve genç kadınları bilgiden uzak tutuyor, hayatlarını zorlaştırıyor. İyi haber ise hayatımıza “menstruel anarşi” ya da “menarşi” denilen yeni bir tanımın da girmiş olması. Menarşi basitçe, bu konunun konuşulabilir ve görünebilir olmasını sağlayan, olumsuz tutumlar ile mücadele eden ve çevreyle uyumlu menstural ürünleri ile ilgili tüm çabalar olarak tanımlanabilir. Bu konuda çaba sarf eden kişilere de menstruel aktivistler deniyor. Örneğin Cella Quint, “Positive Period”[7] hareketinin kurucularından, komedyen, menstruasyon eğitmeni ve Adventures in Menstruating adlı komedinin yaratıcısı olarak âdete pozitif bakış açısını geliştirmek için bu konuda yazıyor, kaynaklarını paylaşıyor ve önerilerde bulunuyor. Ya da Our Red Book’un (Bizim Kırmızı Kitabımız) (2022) yazarı Rachel Kauder Nalebuff, kitabı için ünlü isimler de dahil ilk âdet öykülerini toplamış.[8] Giovanna Chesler, Period: The End of Menstruation (Regli: Menstruasyonun Sonu) adlı belgeselinde[9] ayda bir kez kanamanın gerekli olmadığını savunan ve buna yönelik başlatılan hormon tedavilerinden bahsetmiş. Chris Bobel’in yazdığı New Blood: Third Wave Feminism and The Politics of Menstruation (2010) ve editörlerinden biri olduğu The Palgrave Handbook of Critical Menstruel Studies (2020) kitapları da bu bağlamda sayılabilir ve incelenmeye değer.
Menstruel aktivism elbette yeni değil, 1970 yılında Germaine Greer’in The Female Eunuch adlı kitabı, 1971’de Judy Chicago’nun Red Flag adlı kanlı tamponun çekilişini gösteren litografisi[10] reglinin görünürlüğünü ve konuşulabilirliğini başlatan çalışmalardı.
Normlarının çoğunlukla ataerki tarafından belirlendiği menstruasyonun, günümüzde menstruel aktivistlerin çabaları sayesinde görünür, konuşabilir, menstruasyon ürünleri ile ilgili talepler (reklamlarda mavi sıvı yerine kırmızı sıvının görülebilir olması, çevre ile uyumlu, sürdürülebilir ürünler, ürünlerdeki vergilerin indirilmesi, ürünlerin ulaşılabilir olması…) dile getirilir, normlara sıkıştığı için okuldan uzak kalan kız çocuklarının görünürlüğünden ve çalışan kadınlar için izinden bahsedilir hale gelmiş olduğunu her zaman hatırlamalı ve mücadeleye devam etmeliyiz.
Kaynakça
Bobel, C. (2010). New Blood: Third-Wave Feminism and the Politics of Menstruation. New Brunswick, NJ: Rutgers University Press.
Bobel, C., Winkler, I. T., Fahs, B., Hasson, K. A., Kissling, E. A., & Roberts, T. A. (2020). The Palgrave Handbook of Critical Menstruation Studies. Singapore: Palgrave Macmillan.
Greer, G. (1971). The Female Eunuch. London: MacGibbon & Kee.
Steinem, G. (2020). If men could menstruate. C. Bobel vd. (Ed.), The Palgrave Handbook of Critical Menstruation Studies içinde (s. 353-356). https://doi.org/10.1007/978-981-15-0614-7
Tan, D. A., Haththotuwa, R., Fraser, I. S. (2017). Cultural aspects and mythologies surrounding menstruation and abnormal uterine bleeding. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 40, 121-133.
[1] Regl ve regli ifadelerinin her ikisi de kullanılıyor. Etimoloji sözlüğüne göre bu ifadeler Latince kural, düzel anlamına gelen régle köküne dayanıyor. https://www.etimolojiturkce.com/kelime/regl (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[2] https://sozluk.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[3] https://helloclue.com/articles/culture/top-euphemisms-for-period-by-language ((Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[4] http://www.mum.org/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[5] https://www.acog.org/womens-health/faqs/heavy-and-abnormal-periods (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[6] https://www.nhs.uk/conditions/periods/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[7] https://periodpositive.com/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[8] http://www.itsrachelkaudernalebuff.com/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[9] https://www.imdb.com/title/tt1493081/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
[10] https://www.judychicago.com/gallery/early-feminist/ef-artwork/ (Erişim Tarihi: 30.10.2022)
Yayınlanma Tarihi: 16.01.2023