Evun Sevgi Okumuş

Tanımında çok fazla tartışma ve belirsizlik olan “tecavüz” kavramı, genellikle bir kişiye yönelik zorla ve/veya o kişinin rızası olmadan gerçekleşen penetrasyona işaret eder. ABD’de kurulan İstismar ve Ensest Ulusal Ağı’nın raporu (Rape, Abuse and Incest National Network)[1] tecavüzü “vajinal, anal veya oral penetrasyon dahil zorla cinsel ilişki” olarak tanımlar. Aynı raporda penetrasyon “bir vücut parçası veya bir nesne ile olabilir” ifadesi geçmektedir. Tecavüz fiilinin, ezici bir çoğunlukla erkekler tarafından, genellikle kadınlara ve kız çocuklarına, translara, bazen de diğer erkeklere ve oğlan çocuklarına karşı yapıldığını görürüz (Whisnant, 2017).

Ciddi bir suç olan tecavüz, yasalarda genellikle “cinsel saldırı” veya “cinsel istismar” olarak geçer. Cinsel saldırı, birine rızası olmadan uygulanan fiziksel, psikolojik veya duygusal açılardan cinsel ihlal eylemlerine işaret eden bir tanımlamadır. Herhangi birini cinsel eylemlere tanıklık etmeyi, katılmak için zorlamayı veya manipüle etmeyi de içerebilir. Tecavüz bir cinsel saldırı biçimidir, ancak tüm cinsel saldırılar tecavüz değildir. Tecavüz, “rıza olmadan cinsel penetrasyonu dahil etmek için” yasal bir tanım olarak kullanılır (Brison, 2002).

Yakın geçmişe kadar tecavüz, hukuk düzenlerinde “ahlaka aykırı suç” olarak geçiyordu. Net biçimde tecavüzün kadınların iffetlerine ve ailelerindeki erkek üyelerin şereflerine yönelik bir cinsel saldırı olduğu kabul ediliyordu (Taner, 2013: 46-50). Yani tecavüz saldırıya uğrayan kişinin kendisine yönelik bir suç olarak bile görülmüyordu. Yaygın kanılardan biri de yabancı erkeklerin yabancı kadınlara tecavüz edebileceğiydi.  Evlilik içi tecavüz mevzu dahi edilmiyor ve yakın ilişkilerdeki cinsel zorlamalar, tecavüzün tanımına girmiyordu. Erkeklerin de tecavüze uğrayabileceği ise dile bile gelmiyordu. Tecavüz yasalarca hala fiziksel cinsel saldırıya odaklanılarak tanımlanmaktadır. Bu durumda cinsel saldırı içermeyen tecavüzler yok sayılmaktadır. Özellikle katlanılmak zorunda kalınan, direnme imkanı bulunmayan zorla cinsel ilişkiler tecavüz olarak görülmemektedir (Sancar, 2013).

MacKinnon, tecavüzü tanımlarken fiziksel cinsel saldırıya odaklanılarak yapılmasının yeterli olmayacağını, maruz bırakılanlara fiziksel saldırı dışındaki her türlü zor kullanımının, katlanmak zorunda bırakılan tüm cinsel ilişkilerin tecavüz olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Tecavüz sadece fiziksel güç eşitsizliğinden kaynaklanmaz, eşitsiz ilişkilerden beslenir; bu nedenle başta kadınlar olmak üzere pek çok kişi istemedikleri cinsel eylemlere katlanmak zorunda kalırlar (MacKinnon, 2005: 151-156; MacKinnon, 2003).

Tecavüzün sözlük anlamına bakıldığında da yalnızca cinsel saldırıya uğramak anlamına gelmediği görülecektir. Tecavüz Arapça “cvz” kökünden gelmekte olup bu cevaz verme anlamındadır. Dolayısıyla tecavüz haddini aşma ve ölçüsünü aşma olarak tanımlanmaktadır.[2] Zira tecavüzde fail, cinsel saldırının yanı sıra saldırıya uğrayanın sınırını aşmaktadır. Yani tecavüz, beden bütünlüğünün ihlalinden daha geniş bir anlama gelmektedir. Bu anlamda tecavüz saldırıya uğrayanın mahremiyetinin, saygınlığının ve özgürlüğünün ihlal edilmesi anlamını da içermektedir.

Türkiye’de feministler ve kadın hareketinin ısrarlı, yoğun ve uzun soluklu mücadeleleri ile tecavüz, hukuksal düzenlemelerde ahlaka aykırı veya aile düzenine karşı bir suç olarak tanımlanmaktan çıkarılmıştır.[3] Tecavüz, maruz bırakılanların beden bütünlüğüne ve cinsel özgürlüğüne karşı bir suç olarak düzenlenmeye başlanmıştır. Evlilik içi tecavüz de[4] dahil olmak üzere taraflardan birinin rıza göstermediği cinsel ilişkiler tecavüz kapsamına sokulmuştur (Sancar, 2013). Türk Ceza Kanunu’nda da cinsel suçlar ile ilgili ciddi değişiklikler yapılmıştır. Cinsel suçlar artık genel ahlak ve aile düzenine karşı değil, feminist avukat Selin Nakıpoğlu’nun ifadesine göre “kişilere karşı suçlar” kapsamında “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar” (madde 102) başlığı altında düzenlenmektedir.[5]

Tacavüz gibi suçlardan bahsederken en çok üzerinde durulan konulardan biri de “rıza” kavramıdır. Örneğin hukukçu Sancar’a göre tecavüz (2013), “mağdurun rızasının yokluğuna dayalı bir eylemdir”. Yine de rıza kavramının çok dikkatli kullanılması gerekir. Feministler, “rıza” kavramının kadınların içinde bulunduğu koşullar göz önüne alınarak kullanılması gerektiğinin ısrarla üzerinde durmuşlardır. Rıza liberal hukuk düzenlerinde, eşit ve özgür insanların gönüllü tercihe dayalı onay verdikleri durumları belirtmek için kullanılır. Yine liberal görüşler tecavüzü, cinsiyetten bağımsız olarak kişisel özerkliğe bir saldırı biçiminde değerlendirir (MacKinnon, 2011). Ancak söz konusu cinsel ilişki olduğunda eşitlik ve özürlük koşullarında “tercih yapma” varsayımının, kadınların cinsellikteki rızasını açıklamakta asla yeterli olmayacağını söylemek gerekir. Erkek egemenliği koşullarında kadınların her zaman gönüllü olarak tercih ettikleri cinsel ilişkileri yaşadığını düşünemeyiz. Bazen erkeklerin zorlamaları sonucu kadınların direnme imkanları bulunmadığında cinsel ilişkileri kabul etmek zorunda kaldıkları bilinmektedir. Bu durumda rıza kavramının içermesi gereken gönüllükten bahsedilemeyeceği açıktır (Pateman,1980). Eril düzen erkeklere, kadınları ve çocukları bu anlamda manipüle edebilecekleri açık ve/veya örtük ortamı sağlar. Israr etme, yalanlarla manipüle etme, tehdit etme, hediyeler verme gibi yöntemlerin yanısıra suçlu hissettirme gibi yöntemlerle de rıza inşası gerçekleşebilir.

Feminist hareket neden tecavüz kavramıyla bu denli ilgilidir? Çünkü tecavüz tartışmasız cinsiyete dayalı bir suçtur: Mağdurların % 91’i kadın, faillerin yaklaşık % 99’u erkektir (Greenfield, 1997).  World Population Review (WPR)[6] adlı internet sitesinin raporuna göre, dünyadaki kadınların yaklaşık yüzde 35’i yaşamları boyunca birden çok kez cinsel tacize uğruyor. Brison (2002:98) tecavüze “aynı anda ve aynı yerde olmasa da, kadınlara karşı toplu olarak uygulanan, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” diyor.  Tecavüzün yarattığı bireysel tahribatın yanı sıra kadınlara bir grup olarak nasıl zarar verdiğini anlamak, onu sadece bireysel bir eylem olarak değil, aynı zamanda bir kurum olarak da analiz etmeyi gerektirir.  Tracy (2012), bu yüzden farklı pozisyonlarda ve rollerde kimin ne yapabileceğini veya yapması gerektiğini tanımlayan açık kurallara sahip yapılandırılmış tecavüzü engellemeye yönelik bir sosyal uygulamayı gerekli gördüğünü söyler. Liberal görüşler tecavüzü bireysel özerkliğe yönelik, toplumsal cinsiyetten bağımsız bir saldırı olarak görme, onu diğer saldırı biçimlerine ve/veya gayrimeşru durumlara benzetme ve öncelikle tecavüzün mağdurlara verdiği zarara odaklanma eğilimindedir. Bunda bir doğruluk payı olmakla birlikte yetersizdir, tecavüz ataerkil yapıdan beslendiği için tüm güç ilişkileriyle birlikte analiz edilmesi gerektiği açıktır (MacKinnon, 2011).

Sonuç olarak tecavüz kadınlarla erkekler arasındaki tarihsel güç çatışmasının bir sonucu olduğu kadar bir erkek ayrıcalığı olma özelliğine de sahiptir ve aynı zamanda erkeğin kadına karşı temel güç araçlarından biridir. Yani genellikle sanıldığı gibi cinsellikle ilgili bir durum ya da bir cinsellik biçimi değil, erkeklerin orantısız biçimde güç ve otorite pozisyonlarında işgal ettikleri yerlerini korumak için başvurdukları yöntemlerden biridir. Kontrol ve denetleme için tüm sosyal yapıları ve şiddet biçimlerini kullanan erkek egemenliği, tecavüzü bu araçlardan biri olarak sıklıkla kullanır.

 

Kaynakça

Brison, S. J. (2002).  Aftermath: Violence and the Remaking of a Self. Princeton: Princeton University Press.

MacKinnon, C. A. (2003). Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru (T. Yöney ve S. Yücesoy, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları.

MacKinnon, C. A. (2005). Difference and dominance: On sex discrimination. A. E. Cudd & R. O. Andreasen (Ed.), Feminist Theory: A Philosophical Anthology içinde (s. 394-400). Oxford: Blackwell Publishing.

MacKinnon, C. A. (2011). Substantive equality: A perspective. Minnesota Law Review, 96 (1), 12-16.

Pateman, C. (1980). Women and consent. Political Theory, 8(2), 149-168.

Sancar, Y. T. (2013). Türk Ceza Hukukunda Kadın. Ankara: Seçkin Yayınevi.

Taner, F. G. (2013). Türk Ceza Hukukunda Cinsel Özgürlüğe Karşı Suçlar. Ankara: Seçkin Yayınevi.

Tracy, N. (2012). Types of rape: The different forms of rape. Healthy Place. https://www.healthyplace.com/abuse/rape/types-of-rape-the-different-forms-of-rape (Erişim tarihi: 12.12.2020).

Whisnant, R. (2017). Feminist perspectives on rape. E. N. Zalta (Ed.), Stanford Encyclopedia of Philosophy. https://plato.stanford.edu/entries/feminism-rape/

 

[1] https://www.rainn.org

[2] http://www.etimolojiturkce.com/kelime/tecav%C3%BCz 22.12.2020

[3] 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102. Maddesi, 28.6.2014 tarihinde 6545 sayılı Kanunun 58. Maddesi ile değiştirilmiştir.

[4] Evlilik içi tecavüzü suç sayan Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı) 1 Haziran 2005’ten beri yürürlüktedir.

[5] https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/2019/03/04/cinsel-saldiri-ve-cinsel-taciz-arasindaki-fark-ya-da-farklar-neler; 01.10.2021.

[6] https://worldpopulationreview.com/01.10.2021.

 

 

YayınlamaTarihi: 10.12.2021

Leave a Reply