Micaela Di Leonardo (1987) kadınların ev işi, çocuk bakımı gibi işlerden farklı olarak aile ve yakın sosyal ilişkileri kuran ve koruyan faaliyetlerini akraba işleri (kin work) olarak tanımlar. Misafir ağırlama bu türden işler arasında önemli bir yere sahiptir; akraba ve tanıdıklarla olan bağların kurulması ve yeni nesillere aktarılması gibi kritik işlevleri yerine getirir.
Türkiye’de konukların ağırlanması, haneye gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan hazırlık, ikram ve düzenlemeleri kapsayan cinsiyetlendirilmiş bir faaliyettir. Bedensel işlerin yanında planlama ve organizasyon gibi zihinsel emek süreçlerini de içerir. Bu pratik büyük ölçüde kadınların ücretsiz emeği ile sürdürülür. Kadınların kimi zaman habersiz gelen misafirler için evi hazır tutmak ve gelenlere hizmet etmek için sundukları bakım emeği, ev içinde geçirdikleri zamanı ve emekleri üzerindeki sosyal denetimi artırır.
Kentlerde misafir ağırlamanın gündüz buluşmaları, çay-kahve davetleri ve “gün”ler, doğum günü partileri gibi kısa süreli biçimleri kadın sosyalliğinin temel bir bileşenini oluşturur. Deniz Kandiyoti (1977), Ferhunde Özbay (1999) ve Berna Ekal (2006) gibi araştırmacılar, kadınların kentlerde gündüz buluşmaları, akşam yemeği davetleri ve yemek sonrası sohbetler gibi misafir ağırlama biçimleri aracılığıyla hanenin sosyal ağlarını kurma ve koruma işlevlerini vurgular. Bu pratikler, kentin kültürel dokusunu oluşturmanın ötesinde ekonomik işlevler de barındırır. Akşam yemeği davetleri, ailelerin sosyal ağlarını kurma ve yönetme aracı olarak kullanılır. Bu davetler aracılığıyla haneler, kimlerle ilişki kuracaklarını ve hangi ilişkileri sürdüreceklerini belirleyen çeşitli stratejiler izler. Misafirliğin sosyal hayat içindeki güçlü etkisi kentteki hanelerin oda yapısından seçilen mobilyalara kadar birçok alanda kendini gösterir (Özbay, 1999; Taşkesen, 2019; Çelikoğlu, 2011).
Akraba ve tanıdıkları yatılı ağırlama geleneği Türkiye’de iç göç sürecinin ve göçmenlerin kente entegrasyonunun önemli bir parçasıdır. Bu pratik bazı hanelerin çocuklarını eğitim almaları için kentte bir tanıdıklarının evine uzun dönemli göndererek geleceğe yatırım yapabilmesini; yeni göçmenlerin bağımsız hareket etmeye hazır olana kadar bir akraba veya tanıdıklarının yanında kalarak işgücü piyasasında tutunabilmesini; pek çok insanın çeşitli kurumsal hizmetlere ve yaşlı ve hastaların metropollerde sunulan nitelikli sağlık hizmetlerine erişebilmesini sağlar. Bu şekilde yatılı misafir kabulü kamusal hizmetlerin bölgelere eşitsiz dağılımı, uzun çalışma saatleri, yoksullara yönelik resmi sosyal koruma mekanizmalarının yetersizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalan göçmenlerin sosyal kaynaklara ve haklara erişimine yardımcı olur (Uyar Mura, 2022). Göçmenler arasındaki bu dayanışmacı pratik yatılı misafir ağırlayan genç kadınların (genellikle gelinler) sunduğu bakım emeği sayesinde sürdürülür (Uyar Mura, 2022).
Kadınların göç sürecindeki gibi ‘yatılı misafir’ ağırlarken üstlendikleri görevler yemek pişirme ve sunmanın yanında bulaşık yıkama, konukların kıyafetlerini yıkama, yatak hazırlama, ütü ve temizlik gibi önemli ölçüde zaman ve çaba gerektiren birçok faaliyeti kapsar. Bu iş, plan ve organizasyon becerisi de gerektirir. Türkiye’nin standart altı apartman dairlerinde konuklar için akşam sohbet edilebilecek bir ortam hazırlanması, sonrasında genellikle aynı odanın uyku alanına dönüştürülmesi gerekir. Bir taraftan da aile ile misafirler arasında istenmeyen etkileşimi önlemek için mahrem alanlar tasarlanmalıdır. Bu meşguliyet yeni göçmen kadınların evde geçirdikleri zamanı artırır, emekleri üzerindeki denetimlerini ve mali bağımsızlıklarını sınırlar (Uyar Mura, 2022).
Misafir ağırlamanın çeşitli biçimleri üzerine düşünmek kadınların ağ kurma ve koruma faaliyetlerini görünürleştirerek, hem cinsiyetlendirilmiş emek süreçleri hem de farklı bağlamlarda bakım krizi ve toplumsal yeniden üretim faaliyetlerinin çeşitliliği konusunda bilgi sahibi olmamızı sağlar. Türkiye’de misafirperverlik ve misafire atfedilen kutsallık gibi kültürel normlar, haneler arası bağların korunması için kritik önem taşır ancak, büyük oranda cinsiyet rejimiyle ve kadın emeğinin üzerindeki kontrolle sürdürülür. İzzeti- ikramların arkasındaki görünmeyen emeği incelemek, bu kültürel normun pek çok kadının hayatını nasıl etkilediğini daha iyi anlamamızı sağlar.
Kaynaklar
Çelikoğlu, Ö. (2011). Çekyatın öyküsü: Türkiye’de toplumsal değişime tanıklık eden bir mobilya. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.
Di Leonardo, M. (1987). The female world of cards and holidays: Women, families and the work of kinship. Signs, 12, 440-53.
Ekal, B. (2006). ‘How a kaynana should behave?’ Discussions on the role of mothers-in-law in two gün groups. European Journal of Turkish Studies, Social Sciences on Contemporary Turkey, (4), 1-17.
Kandiyoti, D. (1977). Sex roles and social change: A comparative appraisal of Turkey’s women. Signs: Journal of Women in Culture and Society, 3(1), 57-73.
Özbay, F. (1999). Gendered space: A new look at Turkish modernisation. Gender & History, 11(3), 555-568.
Taşkesen, M. G. (2019). Mobil konutlar ve iç mekan biçimlenişi (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Başkent Üniversitesi, Ankara.
Uyar Mura, E. S. (2022). Hosting overnight guests: Gendered unpaid work as a solidarity mechanism of migrants in the process of urbanization in Turkey. Social Politics: International Studies in Gender, State & Society, 29(2), 497-520.
Yayınlanma Tarihi: 07.05.2024