Nurcan Özkaplan

Estetik emek ücretli emek piyasasında kadın çalışanların müşterilerle kurduğu her türlü etkileşimi kuşatır; çalışanın yürüyüşü, ses tonu, konuşma biçimi ve jestleri estetik emek kapsamında değerlendirilebilir. Estetik emeği biçimlendiren başlıca unsur, kadınlara yakıştırılan rol ve davranışlardır. Bu nedenle estetik emek, kadın istihdamının ağırlıkta olduğu hizmet sektöründe çalışanların hem ataerki hem de sermaye tarafından yönlendirildiğini ortaya koyan başlıca göstergelerden biridir.

Hizmet sektöründe çalışanın, müşteriyle ya da hizmet sunulan kişiyle yüz yüze ilişkisinin daha fazla belirleyici olduğu bilinmektedir. Bu sektörde çalışanların sahip olması gereken nitelikler, literatürde “sosyal beceri” kavramı etrafında tartışılmaktadır. Sosyal beceri, formel ve teknik bilgiden ziyade, çalışanın kişiliği, tutumu ve davranışlarıyla uyumlu beceri, yetenek ve kişisel özellikler olarak tanımlanır. Bunun önemli bileşenlerinden biri de hizmet sunanın nasıl göründüğü, yani bedensel dili, fiziksel görünüşü ve davranışlarıdır. Bunlar, özellikle satış elemanlarında aranan özelliklerdir ve söz konusu kategori “estetik emek” olarak adlandırılır (Özkaplan, Paralı Öztan ve Ruben, 2020:157-167). Estetik emek, işe girerken ve işe alındıktan sonra, hizmet elemanlarının sadece ne giydiğini değil, davranış, konuşma, gülümseme, göz teması gibi çeşitli ifade biçimlerini de kapsayacak şekilde tanımlanır; tüm işyerlerinde söze dayanmayan bir etkileşim biçimi vardır ve bu kurumsal kimliğin bir bileşenidir.

Sosyal becerinin önemli bir bileşeni de, çalışanın kendi duygularını ve müşterinin duygularını işin gereğine göre yönetmesi, yani duygusal emek kontrolüdür. Estetik emek ve duygusal emek birbirine indirgenemeyecek emek türleri olsa da birbirleri ile sıkı bir ilişki içindedir ve bu emek süreçleri çoğu kez iç içe geçer. Tam da bu sıkı ilişki nedeniyle ücretsiz bakım işleri kadınlara kolayca yüklendiği gibi duygusal ve estetik emek bileşenine sahip hizmet sektöründe genellikle kadınlar istihdam edilir. Duygusal emek kavramı da, ilk defa hizmet sektörü bağlamında Hoschschild tarafından 1983 yılında, havayollarında çalışan hostes/kabin amirleriyle yapılan araştırma sonuçlarını sunan makalesinde ortaya atılmış ve “herkes tarafından gözlemlenebilen mimiksel ve bedensel gösterimler yaratabilmek için hislerin yönetilmesi” olarak tanımlanmıştır.

Hizmet sektöründe estetik ve duygusal emek işlerin hem cinsiyetli olmasının sonucudur, hem de hizmet sektöründe çalışanların iş arkadaşlarıyla ve müşterilerle kurduğu ilişkiye cinsiyet kimliğini de katmasına sebep olur. Estetize edilmiş, anlamlı bir gülüş ya da samimi bir bakış, satılan ürünün yakışıp yakışmadığı üzerine samimi bir muhabbet, müşteriyle ilişkide çok işe yarayabilir. Örneğin, kadın giyimde genellikle erkek satış elemanlarının, erkek giyimde de kadın satış elemanlarının ya da örneğin kozmetik ürünlerde kadın ve gey, trans bireylerin tercih edilmesinin bir yönü de estetik emekte gizlidir sanki.

Estetik emek, işe giriş sürecinde de belirleyicidir; müşterilerin duyumlarına uyan fiziksel görünüş ve kılık kıyafete sahip adayların işe alındığını anlatır. Daha sonra kurumsal eğitim, idari mekanizmalar ve denetim yoluyla bu nitelikteki hizmet şekillendirilir; işverenlerin “iyi görünen” ve “bu iş için doğru olan”  satış elemanları aradığı ve markayı en iyi şekilde temsil edecek ya da müşterinin ilgisini en çok çekecek adayları tercih ettiği bilinmektedir. Bu çerçevede Lan (2001: 23-24), Tayvan’da kozmetik sektöründe çalışan satış danışmanlarının işe alım ve emek süreçlerinde bedensel denetimin üç bileşenini ayırt eder: i) Disipline edilmiş beden, ii) yansıtıcı beden ve iii) konuşkan beden. Estetik emeğe ilişkin bu üçleme, farklı emek denetim stratejilerini içermekte ve çalışanların gündelik yaşamlarında toplumsal cinsiyet ve sınıf kimliklerini müzakere ettikleri alanlar olmaktadır. Lan, emek denetiminin yalnızca artık değeri kullanmakla ilgili bir baskı değil, aynı zamanda çalışanları “uygun” özneler haline getiren söylemsel bir kullanım olduğunun altını çizmektedir. Disipline edilmiş beden, standartlaşmış bedensel jestler, sözler ve duygusal yönetim yoluyla “hürmetkâr” bir hizmet sunumunu;  yansıtıcı beden, satışını yaptığı, örneğin kozmetik ürünlerini yansıtan bir güzellik imgesini temsil etmesini; konuşkan beden ise tecrübe ve bilgiye dair profesyonel bir otorite pozisyonunun sürdürülmesini içerir.

Hizmet sektöründe çalışanların bedensel dışavurumlarıyla ilgili daha güncel çalışmalar sınıfsal analize de önem vermektedir. Bu çalışmalar, satış işini sadece müşteri, müdür ve çalışanların rollerinin bir dışa vurumu olarak değil, fakat daha büyük bir sosyal yapıya doğru biriken “ritüel zincirlerin etkileşimi” olarak, güç ilişkileri bağlamında irdeler. Özellikle lüks otel çalışanları üzerine yapılan çalışmalar, zengin, refah düzeyi yüksek müşterilere hizmet eden elemanlar bağlamında, davranışlar, ritüeller, jestler vb. estetik emek tezahürlerinin, kategorik güç ilişkileri yerine daha çok “durumsal katmanlaşma” şeklinde, yani daha akışkan olduğunu göstermektedir

Yukarıdaki çerçevede, işverenlerin satış işini “doğru” yapmak için çalışanlardan bekledikleri nitelikler hem sosyal beceri, hem duygusal kontrol, hem de estetik emek unsurları olarak, emek denetimini şekillendirmektedir (Acker, 1990). Bu süreçte, çalışanlar kurumsal estetik anlayışının bir parçası haline gelir ve böylelikle işverenler tarafından belirgin bir emek stratejisi uygulanmış olur.

Feminist teorilerin bu alandaki en önemli katkısı, cinsiyetçi rejim ve cinsiyetçi güç ilişkilerini, yani ataerkiyi deşifre etmeleridir. Özel alanda doğallaştırılan ve kadınsılaştırılan duygusal emek, ücretli emek rejiminde estetik emek gibi yeni emek pratikleriyle kaynaştırılarak bu kez sermayenin yararına işe koşulmaktadır. Bu da sermayenin ataerki ile ilişkili niteliğini gösterir.

 

Kaynakça

Hochschild, A. (1983). The Managed Heart. Berkeley: University of California Press.

Özkaplan, N., Paralı Öztan, E. ve Ruben, E. (2020). AVM’lerin Yorgun Gençleri, Tezgahtarlıktan Satış Elemanlığına Emeğin Dönüşümü (2. Baskı). İstanbul: SAV Yayınları.

Lan, P. C. (2001). The body as a contested terrain for labor control: Cosmetics retailers in department stores and direct selling. R. Baldoz, C. Koeber ve P. Kraft (Ed.), The Critical Study of Work: Labor, Technology, and Global Production içinde (s. 83-105). Philadelphia: Temple University Press.

Acker, J. (1990). Hierarchies, jobs, bodies: a theory of gendered organizations. Gender&Society, 4(2), 139–58.

 

 

Yayınlanma Tarihi: 16.12.2022

Leave a Reply