Aslı Davas

Sadece insanlarda değil, tüm memeli hayvanlarda mevcut bir organ olan ve kadın cinselliğinin merkezinde yer alan klitoris, içerdiği yoğun sinir dokusu nedeniyle oldukça duyarlıdır. Erkeklerde erektil bir organ olan penis hem idrarı hem de üreme için gerekli meniyi boşaltma işlevi görürken, klitorisin tek işlevi cinsel hazdır. Üremeden çok cinsel haz için mevcut olması, çok yakın zamana kadar klitoris anotomisi ile ilgili bilgilerin dahi tartışmalı olmasına yol açmıştır. Oysa klitorise dair bilgiler Antik Yunan’a uzanır. Klitoris sözcüğünün Yunanca’da anahtar anlamına gelen kleitoris kelimesinden türediği düşünülmektedir. İlk kez Efesli Soranos tarafından üretra önündeki kaslı bir kamış olarak tarif edilmiştir. M.S. 130-200 yıllarında yaşayan Romalı doktor Gallen, erkeklerdeki tüm cinsel organların karşılığının kadınlarda da olduğunu, erkeklerinki dışarıda ve görünür durumda iken kadınlarınkinin içeride olduğunu ifade etmiştir.

Sonrasında ise kadınların cinsel haz almaları ile bedenleri üzerindeki eril / ataerkil kontrolden özgürleşmeleri arasındaki bağlantının yarattığı korkuyla klitorisin varlığının inkar edildiği veya boyutunun yahut işlevlerinin çarpıtıldığı dönemler yaşanmıştır. Aslında orgazmın kadının doğurması için gerekli olduğu düşünüldüğünden klitoris, 16. yüzyıla kadar son iki yüzyıldaki kadar itibarsız olmamıştır. 15. yüzyıl sonlarında cadılığın dünyevi şehvetten geldiği görüşü hakim olmaya başlamış, Malleus Maleficarum’da klitoris şeytan memesi olarak isimlendirilmiş, cadıların şeytanla anlaşmasının kanıtı olarak görülmüştür.

Bugün ise birçok kültürde bekareti korumak, evlilik sonrası aldatmayı önlemek ve libidoyu azaltmak amacıyla klitoris başı, kolları ya da bazı vakalarda dış genital yapının tamamı vajinayı da kapatacak şekilde 15 yaşından önce alınmaktadır. Bu korkunç işlem, hala her yıl üç milyon kız çocuğuna, çoğunlukla geleneksel sünnetçiler, nadiren de sağlık kurumları tarafından uygulanmaktadır. Söz konusu uygulamaya bağlı olarak kadınlar ve doğum sırasında bebekleri yaşamlarını kaybetmekte; kadınlar yaşam boyu cinsel hazdan mahrum bırakılmaktadır. Hiçbir dinde önerilmemesine ragmen klitoris sünneti uygulanan kültürlerde, bunun dini gerekliliğine inanılmaktadır (WHO, 2020).

Klitorise yönelik bu yok sayan “bilimsel” yaklaşımlarla eril şiddet, kadın cinselliğinin denetiminin patriyarka açısından ne kadar önemli olduğunun bir kanıtıdır. Tarih içinde maruz kaldığı yok sayılma ve genital mutilasyon da dahil işkenceler göz önünde bulundurulduğunda, en politik organ unvanına aday olabilir klitoris.

Ancak “modern” kabul ettiğimiz dönemlere yaklaştıkça bilimsel bilginin artışıyla klitorisin daha iyi tanımlandığını söylemek zor. 1948’de dünyanın en saygın anotomi atlaslarından birinden silinen klitorisin, bugün yeniden şeytanın bir organı olarak kabul edilmeyeceğinin bir garantisi yok.

Kinsey’in kadın orgazmındaki merkezi rolünü ortaya koymasından sonra, klitoris tekrar ilgi görmeye başlamıştır. 1998 yılında üroloji uzmanı Helen Connel tarafından anotomik olarak tanımlanmıştır. Connel, feminist bir sağlık merkezinde çalışan bir grup araştırmacının üzerinde çalışacak kadavra ya da görüntüleme cihazları olmadığından, saygın anotomi kitaplarıyla kendi genital organlarını karşılaştırdıkları ve birbirlerinin orgazmlarını izleyip genital organlardaki değişimleri kaydederek ulaştıkları bulguları, 1989 yılında bir kitapta[1] yayınladıklarını görmüş ve bu alanda çalışmaya karar vermiştir.

Penis ve klitoris, anne karnında cinsiyeti olmayan genital tüberkül denilen ortak bir yapının cinsiyet hormanlarının etkisiyle farklılaşması sonucu gelişir. Klitoris iç dudakların üst birleşkesinde yer alır. Hem iç hem de dış bileşenleri olan bir kompleks olarak ele alınmaktadır. Kabaca üç bölümden oluşur: en dışta glans veya baş, ortada korpus veya gövde ve en içte kruralar. Ayrıca vajina ve üretra çevresinde vestibüler veya kavernöz yastıklar (bulbs) vardır. Her kadında büyüklüğü ve görünümü farklıdır (Pfaus ve ark., 2016). Vücudun dış kısmandaki yapısı oldukça küçükken iç kısmında rahim, vajina gibi diğer organlarla komşudur ve penis gibi erekte olabilen kısımları 20 cmyi bulur. Baş kısmı orgazm açısından çok duyarlıdır ve 8000 duysal sinir içerir. Sadece kadını heyecanlandıran fantazi ve hayallerle bile, en ufak uyarıda hem dışarıdaki hem de içerideki bölümler, büyür ve sertleşir (CETAD, n.d.).

Klitorisin anotomisi ve orgazmdaki işlevi hakkında tartışmalar hala sürmektedir. Bazı araştırmacılar vajinal orgazm zannedilenin aslında klitoris başının uyarılması ve penisin vajina içinden iç klitoral komplekse baskısıyla klitorisin erekte olması sonucu gerçekleşen klitoral orgazm olduğunu iddia eder. Puppo ve Puppo ise sadece sinir ağı nedeniyle çok duyarlı olan glansın uyarılmasının orgazm için yeterli olduğunu, vajinal orgazmın fizyolojik olarak mümkün olmadığını iddia etmektedir (Puppo & Puppo, 2015).

Gelişmelere rağmen kadın orgazmı ve klitorisin merkezi rolü hala tam olarak bilinmemektedir. Bilgiye erişimin kolaylaştığı, gençlerin ilk cinsel ilişkilerini giderek daha erken yaşta edindiği bu dönemde, genç kadınların cinsel organlarını isimlendirememeleri, bu alanda hâlâ patriyarkal denetimin yaygın olduğunun bir göstergesidir.

Türkiye’de 2014 yılında üniversite öğrencileriyle yapılan bir araştırmada kadınların %28,4’ü, erkeklerin %20,2’si klitorisin ne olduğunu bildiğini ifade etmiştir (Aslan ve ark, 2014). Fransa’da 2009 yılında yürütülen bir araştırmada ise 9. ve 10. sınıftaki kız öğrencilerin %23’ünün klitorisinin olduğunu, %65’inin ise bu organın işlevini bilmediği saptanmış (Di Marino, 2014). Yapılan bir araştırmaya göre klitorisi bilmek mastürbasyonla orgazm sıklığını arttırır (Wade, Kremer&Brown, 2005). Dolayısıyla bilgisiz bırakılmak, cinsel haklarla ilgili çok ciddi bir ihlaldir.

Aile, eğitim, sosyal medya gibi bir çok alanda klitorisin ilgilenilmeye ve anlatılmaya değer bulunmamasından kaynaklanan bu bilgisizlik, kadınların kendi bedenlerine yabancılaşmasına yol açıyor. Aileler ve okullar kimi zaman bilgi eksikliği, kimi zamansa muhafazakar eğilimler nedeniyle hâlâ bu konuya değinmiyorlar. Bu nedenle klitorisle ilgili bilginin kadınlar arasında paylaşımı ve yaygınlaştırılması, kadın özgürlük hareketinin önceliklerinden biri olmaya 21. yüzyılda da devam ediyor.

 

Kaynakça:

Aslan, E., Bektaş, H., Başgöl, Ş., Demir, S. ve Vural, P. I. (2014). Üniversite öğrencilerinin cinsel sağlık konusundaki bilgi düzeyleri ve davranışları. STED, 23(5), 174–182.

CETAD. (n.d.). Kadın Cinsel Anatomisi Nedir?

Pfaus, J. G., Quintana, G. R., Mac Cionnaith, C., & Parada, M. (2016). The whole versus the sum of some of the parts: toward resolving the apparent controversy of clitoral versus vaginal orgasms. Socioaffective Neuroscience & Psychology, 6(1), 32578.

Puppo, V. & Puppo, G. (2015). Anatomy of sex: Revision of the new anatomical terms used for the clitoris and the female orgasm by sexologists. Clinical Anatomy, 28(3), 293–304.

Di Marino, V. H. L. (2014). Anatomic Study of the Clitoris and the Bulbo-Clitoral Organ. Switzerland: Springer International Publishing. https://doi.org/10.1007/978-3-319-04894-9_1

Wade, L.D., Kremer, E. C. & Brown, J. (2005). The incident al orgasm: The presence of clitoral knowledge and the absence of orgasm for women. Women & Health, 42(2), 117–138.

WHO. (2020). Factheet of female genital mutilation. Retrieved from https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/female-genital-mutilation

Klitoris (A) ve Penis (B) (Puppo, V., & Puppo, 2014)

 

[1] ABD Feminist Kadın Sağlık Merkezleri Federasyonu’nun yayınladığı “A New View of a Woman’s Body” kitabı. Kitapta araştırmacılar kendi gözlemlerinden yola çıkarak farklı birçok vulvayı resmetmişlerdir.

 

 

Yayınlanma Tarihi: 28.01.2022

Leave a Reply