Selen Göbelez

Eski Yunanca’da “hizmet eden kadın” anlamına gelen doula günümüzde anneye doğumdan önce, doğum sırasında ve sonrasında fiziksel, duygusal ve bilgisel destek sağlayan bu konuda eğitimli profesyoneller için kullanılmakta (Klaus, Kennell ve Klaus, 2003). Modernleşme, kentleşme ve bireyselleşme öncesi toplumlarda doğum yapan kadınların yanında deneyimli ebeler ve bu dişil alanda kadın dayanışmasının yaygın ve yerleşik bir örneği olarak destek sunan, yardım eden kadınlar hep olmuştur.

Modern anlamda ilk kez doula kavramını feminist bir tıp antropoloğu olan Amerikalı Dana Raphael, farklı kültürlerdeki emzirme deneyimi üzerine yaptığı araştırma kapsamında kullanır.[1] Yaşlı bir Yunanlı kadınla sohbetinde, Raphael, lohusa anneye emzirme süresince ev işleri ve benzer faaliyetlerde destek olacak bir başka kadına ihtiyaç olduğundan bahsederken doula kavramı ile tanışır. Bilimsel anlamda doula sözcüğü, Raphael’in daha sonra The Tender Gift: Breastfeeding ismiyle kitaplaşacak olan 1966 tarihli doktora tezinde kullanılır.

1973 senesinde erken dönem anne-bebek bağlanması üzerine Guatemala’da yaptıkları araştırma kapsamında neonatalog Klaus ve Kennell ise, bir kadın öğrenci doğum sırasında annelerin yanında kaldığında doğum sürelerinin daha kısa olduğunu fark ettiler. Doğrusu bu başlangıçtaki çalışma konularının beklenmedik ve planlanmadık bir yan ürünüydü, çünkü İspanyolca bilen bu kadın tıp öğrencisi aslında annelerin onaylarının olup olmadığını öğrenmek üzere sadece kısa bir görüşme yapmak için yanlarına girmesi gerekirken, doğumun bütün aşamalarında onlarla kalmıştı. Belli ki kalabalık hastane koşullarında kasılmaları tek başına karşılamaya çalışan yoksul kesimden gelen bu kadınlara, anadillerini bilen ve tıbbi bir müdahale yapmayıp şefkatle yanlarında duran bir hemcinslerinin varlığı iyi gelmişti. “İlk kez doğum yapan bu kadınların yanına eğitimden geçmemiş bir doula koymuş olduk kazara” diye anlatır Klaus bir röportajda.[2] Daha sonra üç Guatemalalı kadına doğumda annelere nasıl destek olabilecekleri yönünde eğitim verirler ve formel bir kontrol grubu çalışması yaparak doğumda kesintisiz bir şekilde yanlarında bulunan bir destekçi ile kadınların doğum sürelerinin daha kısa, sezaryen gerekliliğinin daha düşük, anne-bebek bağlanmasının da daha yüksek olduğunu bulurlar (Klaus vd., 1982). Doğum sırasında kesintisiz bir desteğin faydalı olduğu sonucuna varılan bu ilk bilimsel çalışmada (Klaus vd., 1982: 586) araştırmacılar Raphael’in doğum sonrası emzirme dönemindeki destek için kullandığı “doula” terimini devralarak doğumdaki destekçi anlamında kullandılar.

Böylelikle, beş anne-bebek sağlığı uzmanının (Marshall Klaus, Phyllis Klaus, John Kennell, Penny Simkin ve Annie Kennedy) aileleri doğum ve lohusalık deneyimlerinde desteklemek üzere ilk doula sertifika kurumu olan Doulas of North America’yı (DONA) 1992 yılında kurmaları ile modern bir meslek olarak doulalık oluşmaya başladı. DONA büyüyüp doulaların rolü küresel olarak yayıldıkça, 2004 yılında uluslararası nitelik kazanan kurum bugün elli altı ülkede, on iki binden fazla üyesi ile otuz yıllık deneyime sahip bir sivil toplum örgütü haline gelmiş durumda.

Görece yeni bir kavram ve pratik olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de mevcut sertifika eğitimlerinin standart olmayışı ve (henüz) bir meslek örgütlerinin olmayışı sebebiyle hem doulaların rolüne hem de kavrama dair tartışmalar ve kimi zaman yanlış anlaşılmalar mevcut. Örneğin, Türkiye’nin önde gelen doula sertifika kurumları, “koç” kelimesinin akla getirdiği imgenin doulanın gerçek rolünü temsil etmediği gerekçesiyle “doğum koçu” yerine “doula” sözcüğünü kullanmayı tercih ediyorlar. Buna ek olarak, Türkiye’de ebeler ve hemşireler de kendilerine doğum koçu diyebilirlerken, tıbbi ve tıbbi olmayan meslekler arasında kesin bir ayrım yapmak için de doulanın medikal olmayan rolü vurgulanıyor. Komplikasyonsuz doğumlardaki aktif mesleki uygulama koşulları sıklıkla ellerinden alınan ve mevcut hastane hiyerarşisi içinde idari ve hemşirelik görev yükü altında bulunan ebelerin, süresi belli olmayan doğum sürecinde her bir gebeye sürekli destek sunmasının mümkün olmadığı ülkemiz koşullarında ebe, doktor vb. tıbbi sağlık çalışanları ile işbirliği içinde çalışabilecek doulalar, doğum alanında saygı, empati ve şefkate dayalı medikal olmayan kesintisiz destek ve bakım sunabilir.

“Anneye annelik eden” (Klaus, Kennell ve Klaus, 2003) doulalar, nefes ve meditasyon, rahatlatıcı masaj teknikleri, farklı doğum pozisyonları gibi konularda anneye destek olup cesaret verebilirken, ailenin isteğine göre anneye destek veren partneri teşvik edip yardımcı olabilirler ve eğer istenirse, partnerin ebeveynlik yolculuğunda da destek olabilirler. Bebek doğduktan sonra, emzirme başlayana veya anne ile bebek rahatça uyuyabilene kadar da aile ile birlikte kalırlar. Lohusa doulası doğumu takip eden haftalar ve aylar süresince lohusa desteği de verebilir.[3]

Mahremiyet ve etik kuralları belirlenmiş sertifikalı doulaların uygulamaları hamilelik, doğum ve lohusa süreçlerinde tıbbi olmayan fiziksel, duygusal ve bilgisel destek vermekle sınırlıdır. Bu anlamda vajinal muayene, ceninin kalp atışını dinleme gibi tıbbi uygulamalar yapamazlar. Doulalar, tercüme ihtiyacı dışında gebe ve ailesi yerine hastane personeliyle konuşamadıkları gibi hamilelik, doğum ve lohusalık sürecinde gebe ve ailesi adına karar da veremezler.

Özellikle 2000’li yıllarda obstetri ve jinekoloji, perinatal eğitim, anne- çocuk sağlığı ve psikoloji alanlarında doula ve kesintisiz desteğin doğum sonuçları üzerinde etkisine dair birçok yayın bulunmakta. 17 ülkeden 15.858 kadını içeren 26 farklı çalışmanın sonuçlarını değerlendiren bir meta-analize göre, doğumda kesintisiz desteğin kadınlar ve bebekler üzerinde belirlenen hiçbir zararı olmadığı gibi, belirgin bir faydası tespit edilmiştir. Destek alan kadınların vajinal doğum yapma olasılığı daha yüksek ve ağrı kesici, epidural, vakum ya da forseps kullanımının, sezaryen ihtimalinin ve doğuma dair negatif his olasılığının daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu kadınların doğumları hakkında daha çok tatmin duygusu yaşadıkları, doğumun travay evresinin daha kısa olduğu ve bebeklerin doğum sonrası Apgar skorlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca lohusa döneminde sosyal destek olan kadınların daha az lohusa depresyonu yaşama eğiliminde olduğu ve daha uzun süre emzirip, ebeveynliğe daha kolay adapte olduğu belirtilir (Bohren, vd. , 2017).  Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’ne göre doulanın varlığı doğumda obstetrik şiddetin azaltılmasında da etkilidir. [4]

Queer bir doula, gazeteci ve antropolog olan Miriam Zoila Pérez’in de altını çizdiği gibi, gönüllü doula olarak doğumun yanı sıra düşük ve kürtaj gibi deneyimlerinde de özellikle siyahi, yoksul, göçmen vb. dezavantajlı kesimlerden gelen kişilere güven veren destek elzemdir. Pérez ırksal, sınıfsal ve cinsel ayrımcılığın bir sonucu olarak doğumda siyahi anne ölümlerinin beyaz hemcinslerine kıyasla 4 kat fazla olduğu Amerika’da saygı, ilgi ve şefkat ekseninde sunulan destek ile daha maliyetli olmadan nasıl sürecin tersine çevrilebileceğini anlatır.[5]

ABD’de doula hizmetine dair ilk maliyet-etkinliği analizi çalışmasında, mali yardıma ihtiyaç duyanlar için federal sağlık sigortası olan Medicaid’in erken doğum ve sezaryene bağlı masrafları düşürmesi anlamında, doula desteğini gündemine alması sonucuna varılır (Kozhimannilk vd., 2016). Her ne kadar gerektiğinde gönüllü ya da takas gibi sistemlerle hizmet sunabilseler de, Türkiye’de günümüz neoliberal ekonomik sisteminde genellikle belli bir hizmet satışı şeklinde gerçekleşen doula desteği, daha çok gelir ve eğitim düzeyi görece yüksek sosyal sınıflar tarafından erişilebilir durumda.

Yukarıda sözü geçen bilimsel araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda, devletin doğumu teşvik etme veya kürtajı yasaklama gibi politikalar yerine, doğum yapan kişilerin bedensel ve ruhsal sağlığı ve konforunu gözetmesi ve isteyen herkesin doulalara erişimini kolaylaştıracak mekanizmalar kurması feminist bir talep olarak gündeme alınmalıdır.

 

Kaynakça

Bohren, M. A., Hofmeyr, G., Sakala C., Fukuzawa, R. K. and Cuthberg, A. (2017) Continuous support for women during childbirth. Cochrane Database of Systematic Reviews, 7 https://www.cochranelibrary.com/cdsr/doi/10.1002/14651858.CD003766.pub6/full.

Klaus, M. H.,  Kennell, J. H. and Klaus, P. (2003). The Doula Book: How a Trained Labor Companion Can Help You Have a Shorter, Easier and Healthier Birth. Lebanon: Da Capo Lifelong Books.

Klaus, M. H., Kennell, J. H., Robertson, S. S. and Sosa, R. (1986). Effects Of Social Support During Parturition On Maternal And Infant Morbidity. British Medical Journal (Clinical Research Edition), 293 (6547): 585–587.

Kozhimannilk, K. B., Hardeman,  R. R.,  Alarid-Escudero, F., Vogelsang, C. A.,  Blauer-Peterson, C. and Howell, E. A. (2016). Modeling the Cost-Effectiveness of Doula Care Associated with Reductions in Preterm Birth and Cesarean Delivery. BIRTH 2016, 43(1): 20-27.

Raphael, D. (1973). The Tender Gift: Breastfeeding. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall.

WHO (2018). WHO Recommendations: Intrapartum Care for a Positive Childbirth Experience. Geneva: World Health Organization. https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/260178/9789241550215-eng.pdf

DONA International (2010). The Essential Ingredient: Doula. Belgesel Film. ABD. https://www.youtube.com/watch?v=u792CxDT7cE

 

[1] 1950’li yıllar için oldukça radikal bir şekilde Raphael, sadece geleneksel bir evliliği ve kocasının soyadını reddetmekle kalmayıp o yıllarda genel bir uygulama olan biberonla beslemeyi de reddetti. Kendi emzirme deneyiminde yaşadığı zorluklardan sonra emzirmenin niye ABD dışındaki kültürlerde daha kolay olduğunu araştırmaya başlayan Raphael, 1975 yılında Margaret Mead ile beraber dünya çapında emzirme alışkanlıklarını araştırmak üzere “The Human Lactation Center”ı kurdu.

[2] https://www.youtube.com/watch?v=u792CxDT7cE&ab_channel=DONAIntl. (Erişim tarihi: 16.03.2022)

[3] http://icseldogum.com/ebeveynler_icin/docs/index.php?idx=20 (Erişim tarihi: 16.03.2022)

[4] “Why having a companion during labour and childbirth may be better for you”, https://www.who.int/reproductivehealth/companion-during-labour-childbirth/en/ (Erişim tarihi: 27.03.2022).

[5] https://www.youtube.com/watch?v=ktOeFgmdIAo&ab_channel=TED, (Erişim tarihi: 26.03.2022).

 

 

YayınlanmaTarihi: 15.08.2022

 

Leave a Reply