İpek İlkkaracan

“Mor Ekonomi” toplumsal cinsiyet eşitliğini ve bakım emeğini merkezine koyan bir ekonomi tahayyülü. Çıkış noktası feminist gündemde önemli yer tutan hane içi ücretsiz bakım emeğinin toplumsal refah açısından olmazsa olmaz bir ön koşul olduğuna, öte yandan buradaki cinsiyete dayalı dağılımın, piyasa ekonomisinde gözlemlediğimiz toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin (düşük kadın istihdam oranı, ücret uçurumu, mesleki ve sektörel toplumsal cinsiyet ayrışması gibi sorunların) kaynağında yattığına dair tespite dayanıyor. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğini ve bakım emeğini merkezine koyan bir ekonomik modelin sadece eşitlik için değil, aynı zamanda sürdürülebilir, kapsayıcı, şoklara karşı dayanıklı ve istikrarlı bir ekonomi için de Yeşil Ekonomi ile birlikte tamamlayıcı olarak önemli bir işlevi olduğunu vurguluyor.

Çocukların, hastaların, yaşlıların, engellilerin yanı sıra sağlıklı yetişkinlerin de refahı için ev içinde hijyenin, sağlıklı beslenmenin, duygusal ve sosyal desteğin, hane yönetiminin sağlanmasına yönelik hizmetlerin üretimi emek yoğun işlerden oluşmakta. Zaman kullanımı istatistikleri dünyadaki toplam çalışma saatlerinin yarısına yakın bir kısmının ücretsiz bakım emeğinden oluştuğunu, bunların ağırlıklı kısmının kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini göstermekte. Zaman en kısıtlı kaynağımız: Günün 24 saati, haftanın 7 günü, senenin 52 haftası, insan ömrünün ortalama 75 yılı var. Bu zamanın önemli kısmını hane içi ücretsiz bakım emeğine ayıranların (yani kadınların) kamusal alanda gelir karşılığı iş yapmaya, karar verici konumlara gelmeye, örneğin siyasete atılmaya vb. az zamanı kalıyor. Bunun bir uzantısı olarak işgücü piyasası, iş dünyası, siyaset, erkek egemen bir alan olarak tanımlanıyor. Toplumsal cinsiyete dayalı roller, cinsiyet ayrımcılığı bu çerçevede şekilleniyor ve güçleniyor.  Bu bir kısır döngü. Mor Ekonomi bu kısır döngüyü kırmanın anahtarının bakım ekonomisine yapılan eşitlikçi müdahalelerde yattığına işaret etmekte.

Mor Ekonomi dört temel müdahale alanı üzerinde konuşlanmakta:

Herkes için erişilebilir ve kaliteli sosyal bakım hizmetleri altyapısının temini;

İşgücü piyasasının eşitlikçi iş-yaşam dengesi için regülasyonu;

Az gelişmiş kırsal–tarımsal ekonomilerde, bakımı destekleyen emek yoğun iş yükünün (su veya yakıt toplama, kendi tüketim için gıda üretimi ve işlemesi vb.) azaltılmasına yönelik fiziksel altyapının temini;

İlk üç ayağı destekleyen makroekonomik politikalar.

Sosyal bakım hizmetleri altyapısı, bakıma özellikle gereksinim duyan çocuklar, yaşlılar, uzun dönemli bakıma ihtiyacı olan hastalar,  engelliler gibi toplumsal gruplar için destek sağlayan kurumsal hizmetleri[1] sunan bir mekanizmayı içeriyor. Çocuk kreşleri, anaokulları, okul çağındaki çocuklar için okul sonrası ya da tatil dönemlerinde bakım ve geliştirici eğitim hizmetleri, yaşlılar ve engelliler için gündüzlü aktif yaşam merkezleri, uzun dönemli bakıma yönelik evde verilen profesyonel hizmetler gibi çeşitli alanları kapsayan bir sosyal hizmet altyapısı. Altyapı iki unsuru içerir: Birincisi ekonomik anlamda üretkenliği arttırır, ikincisi herkes tarafından erişilebilirliği refahı arttırır. Sosyal bakım hizmetleri altyapısı, kişinin/hanenin satın alma gücünden, yaşadığı bölgeden, göçmenlik gibi dezavantajlı statüsünden bağımsız olarak ihtiyaç duyan herkes için erişilebilir olan bir kurumsal hizmetler ağını içermektedir. Kaliteli olduğu sürece bakıma ihtiyacı olan çocuklar, hastalar, yaşlılar, engelliler gibi toplumsal grupların yaşam kalitesini iyileştirecek ve toplumsal refaha katkı sağlayacaktır.  Böyle sosyal bir altyapı, tıpkı ulaşım, enerji, iletişim gibi alanlardaki fiziksel altyapılar gibi, ekonomik anlamda üretkenliği de arttırma potansiyeline sahiptir. Zira bakım yükümlülüğü olan sağlıklı yetişkinlerin üzerindeki hane içi iş yükünü azaltarak, işyerinde daha verimli olmalarını sağlar; özellikle çocuk bakımı ve gelişimi için olan sosyal hizmetler gelecek nesillerin üretkenliğini destekler; yaşlı-engelli-hasta destek hizmetleri ise önleyici ve koruyucu özellikleriyle sağlık ve sosyal sistem üzerindeki yükü azaltır.

Mor Ekonomide sosyal bakım hizmetleri altyapısını tamamlayan diğer önemli unsur işgücü piyasasının eşitlikçi iş-yaşam dengesi için regülasyonunu içerir. Bakıma özellikle gereksinim duyan hane üyeleri için desteğin bir kısmı kurumsal ve büyük ölçüde gündüzlü sosyal hizmetler tarafından sağlansa da, önemli bir kısmı ücretsiz iş olarak hane içinde kalmaya devam edecektir. Mor Ekonominin tahayyül ettiği toplum yapısı, tamamen piyasalaşmış bir bakıma dayalı olmaktan ziyade, bakımı merkeze koyan dayanışmacı bir toplum dokusu içerisinde, ücretli ve ücretsiz bakım emeğinin uyumlu bir dengede olduğu bir sistemi öngörür. Bakım yükünün bir kısmını kamusal hizmetlere devrederken, ev içinde kalan ücretsiz kısmının eşitlikçi paylaşımı için iş-yaşam dengesi müdahaleleri gerekiyor. Nedir bunlar? Örneğin, annelik izni ile eşit babalık izni, yeni doğan bakım izinleri dışında evde hastalanan, bakıma ihtiyaç duyan bireylerin bakımı için yasal izinler, bakım izni süresince tam ücretin ödenmesi sağlayacak bakım sigortası, iş-yaşam dengesine yönelik, çalışan erkekleri ve kadınları eşitlikçi koşullarda destekleyen esnek çalışma pratikleri (kısmen evden çalışma, kayan çalışma saatleri, sıkılaştırılmış iş haftası vb.). En önemlisi ise tam zamanlı mesai saatlerinin, işyeri açılma–kapanma saatlerinin insana yaraşır işler çerçevesinde denetlenmesi. 35 saatle sınırlanan yasal iş haftası ile 45 saatlik bir iş haftası arasındaki 10 saat fark, sadece kadınların değil, özellikle erkeklerin hane içi üretim saatlerini arttırmaları için önemli bir kaynak görevi görebilir.

Az gelişmiş kırsal–tarımsal ekonomilerde, ücretsiz bakım işi sadece hane içi işlerden değil, su veya yakıt toplama, hanenin kendi tüketimi için gıda üretimi ve işlemesi vb. bakımı destekleyen emek yoğun iş yükünü de içeriyor. Bu konu feminist tartışmalarda kırsaldaki kadınlara ilişkin tartışmalarda, özellikle kadın ve kalkınma alanında, önemli başlıklardan biridir. Bu iş yükünün azaltılmasına yönelik fiziksel altyapının temini kentsel alanlardan farklı olarak kırsalda büyük önem taşımakta.

İlk üç ayağı destekleyen makroekonomik politikalar ise toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik farkındalığı ile tasarımlanan maliye, para ve sektörel kalkınma politikalarını içermekte. Mor Ekonomi, büyüme oranının öncelikli ve dışlayıcı hedef olduğu kabulüne dayalı alışılagelmiş makroekonomik çerçevedense, insana yaraşır işler yaratmanın, sürdürülebilirliğin, kapsayıcılığın ve makroekonomik istikrarın ana hedef olduğu bir makroekonomik çerçeveyi hedef alıyor. Mor Ekonominin ön gördüğü müdahaleler sadece eşitlik için değil, kadın erkek herkes için böyle bir makroekonominin de çıkış noktasını oluşturuyor. Sosyal bakım hizmetleri altyapısına yatırımlar ciddi miktarda yeni iş yaratma kapasitesini barındırıyor; zira bakım hizmeti üretimi doğası gereği emek yoğun. Mekanizasyon, robotlar ya da yapay zeka gibi emeği ikame eden teknolojilerin uygulanabilirliği doğrudan bakım üretiminde oldukça kısıtlı. İşsizliğin teknolojiye dayalı yapısal dönüşümlere ve derinleşen ekonomik krizlere paralel olarak giderek arttığı bir makro çerçevede, mor yatırımlar mor işleri yaratma potansiyeli ile bir çıkış yolu sunuyor. Sosyal bakım hizmetlerine yapılan kamu harcamaları fiziksel altyapı harcamalarının iki buçuk -üç katı daha fazla iş yaratıyor.[2] Yeşil yatırımların yeşil işler yaratmasına tamamlayıcı bir özelliği de var. Bakım ekonomisi işleri yerelde hizmet üretimini hedeflemeleri nedeniyle düşük emisyonlu işler ya da diğer bir deyişle mor işler aynı zamanda yeşil işler. Ayrıca sosyal bakım hizmetleri ulusal ölçekte kurumsal, profesyonel hizmetler olarak genişlemeye başlayınca, mor işlerin statüsünün de yükselmesinin önü açılıyor; mor ekonomi bakım işlerinin ağırlıklı göçmen ve kadın işçilerin yaptığı düşük nitelikli işlerden, insana yaraşır işlere dönüşümünü de destekliyor.

İlk 2009’da  İstanbul’da düzenlenen Yeşil Ekonomi Konferansı’nda bir fikir, bir çağrı olarak ortaya çıkan, 2013’te Berlin’de Alman Çevre Bakanlığının kadın ve çevre örgütleriyle “Yeşil Ekonomi ve Bakım Ekonomisi” üzerine uluslararası uzmanlarla düzenlediği bir yuvarlak masa toplantısında ete kemiğe bürünen[3] Mor Ekonominin hikayesini daha önceki bir yazımda anlatmıştım.[4] Aradan geçen zamanda Mor Ekonomi kadın örgütlerinin savunuculuk çalışmalarında,[5] siyasi partilerin programlarında,[6] alternatif makroekonomik modellerin tasarımında[7] kullanıldı. Geçtiğimiz yıl Merkezi Brüksel’de bulunan ve Avrupa çapında (Türkiye dahil) kadın örgütlerinin üye olduğu bir ağ olan Avrupa Kadın Lobisi AKL (European Women’s Lobby EWL), Mor Ekonominin adından ve dört temelinden yola çıkarak Mor Pakt adını verdiği bir lobicilik dokümanı oluşturdu ve bunu Avrupa Parlamentosu’ndaki savunuculuk çalışmalarında kullanmaya başladı.[8] Covid-19 salgını ücretsiz ve ücretli bakım emeğinin ve kamusal hizmetlerin yanı sıra hane içi hizmet üretiminin önemini bir kez daha hepimize hatırlattı. Salgınla birlikte derinleşen ekonomik krizden çıkışın önemli stratejilerinden biri de mor yatırımlar ve bakım hizmetlerindeki mor işler olabilir. Bu şekilde kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomiyi, şoklara dayanıklı bir toplumu yeniden inşa edebiliriz.

 

 

[1] Mor Ekonomi sosyal bakım hizmetlerinin herkes tarafından erişilebilirliğini kamusal bir sorumluluk olarak kabul etmekte ve bakımı bir kamu malı olarak tanımlamakta. Bu çerçevede bakıma yönelik kurumsal hizmetler, kamu desteği ve regülasyonu ile değişik modalitelerde sunulabilir: Doğrudan merkezi yönetimin veya yerel yönetimlerin sağladığı kamu hizmetleri olarak sunumun yanı sıra, kamusal kaynak aktarımı ile ve merkezi denetime tabi olarak sivil toplum, sosyal girişimler ve özel girişimler tarafından da sunulabilir.

[2] İlkkaracan, İ. ve Kim, K. (2018). The Employment Generation Impact of Meeting SDG Targets in Early Childhood Care, Education, Health and Long-Term Care in 45 Countries. ILO Research Paper for ILO Report on “Care Jobs and the Care Economy”. Geneva: ILO;

İlkkaracan, İ., Kim, K., Kaya, T. (2015; 2019). The Impact of Investments in Social Care Services on Employment, Gender Equality and Poverty: The Case of Turkey. İstanbul and New York: İstanbul Teknik Üniversitesi Bilim, Mühendislik ve Teknolojide Kadın Araştırmaları Merkezi ve Levy Economics Institute; ve Journal of Policy Modeling, 41(6).

[3] İlkkaracan, İ. (2013). The Purple Economy: A Call for a New Economic Order beyond the Green Economy. U. Röhr ve C. Van Heemstra (der.) Sustainable Economy and Green Growth: Who Cares? içinde (s.??). Berlin: Life e.V.; İlkkaracan, İ. (2017). A Feminist Alternative to Austerity: The Purple Economy as a Gender-egalitarian Strategy for Employment Generation. H. Bargawi, G. Cozzi ve S. Himmelweit (der.), Economics and Austerity in Europe: Gendered Impacts and Sustainable Alternatives içinde (s. ??). London: Routledge.

[4] Bkz. Çatlak Zemin, https://www.catlakzemin.com/esitlik-icin-mor-ekonomi/; Ekşi Sözlük’te Mor Ekonomi maddesi, https://eksisozluk.com/mor-ekonomi–6506066; Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Mor Ekonomi sohbeti, https://m.youtube.com/watch?v=dk5JObsTf_g

[5] International Women’s Rights Action Watch Asya-Pasifik Örgütü (IWRAW Asia-Pacific), https://www.iwraw-ap.org/ipek-ilkkaracan-purple-economy/; Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği https://m.youtube.com/watch?v=dk5JObsTf_g

[6] İngiltere Left Unity Partisi, http://leftunity.org/manifesto-2015-the-economy/; İspanya Podemos Partisi https://www.facebook.com/watch/?v=571699089996212

[7] Onaran, Ö., Oyvat, C. and Fotopoulou, E. (2019). A Policy Mix for Equitable Ssustainable Development in the UK: The Effects of Gender Equality, Wages, Wealth Concentration and Fiscal Policy. Working Paper. London: University of Greenwich-Greenwich Political Economy Research Centre (GPERC).

[8] European Women’s Lobby, https://www.womenlobby.org/Purple-Economy-The-case-for-placing-the-economics-of-care-at-the-heart-of

 

 

Yayınlanma Tarihi: 06.05.2022

Leave a Reply