Şeyma Orhan

                                                                                  Sordu asr-ı devrana: “İlim ve terakkini

                                                                           Neye borçlusun” Dedi “kadınlara borçluyum.

E.H

Kürt kadınların mücadelesi son kırk yılda büyük bir ilerleme kaydetmiş ve sesini daha geniş alanlara duyurmayı başarmıştır. Mücadelenin ilerlemesine paralel olarak, Kürt kadınları arasındaki örgütlenmenin de gözle görülür biçimde arttığını söyleyebiliriz. Kamusal alanda daha fazla görünmeleri ve mevcut siyasette aktif bir şekilde rol almaları, Kürt kadınların mücadelesi ve örgütlenmesindeki artışın bir sonucu olarak okunabilir.

Mücadeleden ve örgütlenmeden bahsederken her ne kadar yakın zamanı işaret etsek de, eldeki kaynaklar ışığında Kürt tarihine baktığımızda bu mücadele ve örgütlenmenin bizi yüz yıl kadar geriye, yani yirminci yüzyılın başlarına götürdüğüne şahit oluruz. İkinci Meşrutiyet’e tekabül eden bu dönemde, başta başkent İstanbul’da olmak üzere Osmanlı’da birçok edebi ve politik çalışmalar boy göstermiştir. Aynı dönemde İstanbul’da yaşayan ve bu ortamdan etkilenen Kürtler de dernek kurma, gazete ve dergi çıkarma gibi faaliyetlerde bulunmuştur. İstanbul’da ikamet eden önemli Kürt aydınların bir araya gelerek kurduğu Kürt Teavün Terakki Cemiyeti ile İstanbul’a eğitim için gelen talebelerin kurduğu Kürt Talebe Hêvî Cemiyeti yanı sıra Jîn ve Rojî Kurd dergileri, Kürt Teavün Terakki Cemiyeti gazetesi söz konusu çalışmalardandır. Meşrutiyetin kısmen de olsa sağladığı özgür ortamdan etkilenen bir diğer kesim ise kadınlardır: “Gelişen liberal ve çoğulcu politikaların egemen olduğu meşruti ortamla birlikte kadınların da kendilerini ifade etme ve örgütleme süreçlerine hız verdiği görülür. Buna bağlı olarak kadınların da artık gazeteler aracılığıyla daha sık görünür oldukları bir dönem başlar” (Kutlar, 2010: 55).

Bu çalışmalar içinde bizi yakından ilgilendiren, Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin yayın organı olarak çıkan Kadınlar Dünyası adlı gazetedir. Zira kadın hakları üzerinde titizlikle duran ve kadına yönelik çalışmalarını geniş bir çerçevede yürüten bu gazete vesilesiyle Kürt kadınları da yazın hayatına dahil olmuştur. Birçok Kürt kadının bu gazeteye yazı yazdığı bilinse de, ulaşabildiğimiz isimler Bedirhani ailesinden olan Meziyet Bedirhan, Fahriye Bedirhan ve Mesadet Bedirhan ile sınırlıdır. Yazın hayatındaki bu tecrübeleriyle görünürlük kazanmaya başlayan Kürt kadınları, gazetenin kuruluşundan altı yıl sonra İstanbul’da bir araya gelerek sonraki kuşaklara örnek ve öncülük mahiyetinde olacak olan kendi derneklerini kurarlar: Kürt Kadınları Teali Cemiyeti. Dernek üzerine detaylı çalışması da bulunan Rohat Alakom (2019), bu derneğin kuruluşu ile Kürt tarihinde bir ilk yaşandığını dile getirir. Zira bu dönemden önce kurulan ve yalnızca Kürt kadınlarından oluşan bir dernek yoktur. Yine Alakom’dan öğrendiğimiz kadarıyla, 1908-1923 yılları arasında 40’a yakın kadın derneği İstanbul’da faaliyet göstermiştir. Bunlar arasında Ermeni Kadınlar Birliği, Çerkez Kadınları Teavün Cemiyeti gibi derneklerin de yer alması, bize o dönemde yerel ve milli bir feminizm anlayışının benimsendiğini göstermektedir. Kürt Kadınları Teali Cemiyeti hem milli kimlik hem de cinsiyet kimliği bağlamında ele alındığında, genelde Kürt tarihi, özelde Kürt kadınları tarihi için atılmış büyük bir adım; üstelik kendisinden önce benzerine rastlanmadığından bir ilk adım olma özelliği taşımaktadır. Üyelerin sadece kadınlardan oluşması ve Kürt kadınların mücadele tarihinde ilk örgütlenme özelliği taşıması derneğin önemini katbekat artırmaktadır.

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, 20 Haziran 1919’da İstanbul’da, bir merasimle resmi anlamda açılır. Cemiyetin açılışında Mevlit okutulur; ardından, Encum Yamulki cemiyet adına bir konuşma yapar, konuşmasında cemiyetin amaç ve hedeflerinden bahseder. Kendisi dışında kalan cemiyet üyelerinin ismine ulaşılmayan ve bazı kaynaklara göre cemiyetin resmi kurucusu olarak da anılan Yamulki’nin ismi günümüz kaynaklarında sıkça zikredilir. Tıp eğitimi için Fransa’ya giden ve burada doktorasını da tamamlayan Encum Yamulki’yi, Rohat Alakom (2019) Avrupa’da yükseköğrenim görmüş ilk Kürt kadın doktoru olarak kabul edebileceğimizi söylerken, İbrahim Halil Baran (2016) ise Yamulki’den Osmanlı’nın fakülte mezunu ilk kadın doktoru olarak bahseder. Mevcut bilgilere bakarak Encum Yamulki için, her anlamda Kürt kadınlarına örnek oluşturacak bir kimliğe sahiptir diyebiliriz.

Cemiyetin nizamnamesi toplamda 46 maddeden oluşmaktadır. Bu maddelerde cemiyetin amacı ve yapmayı hedeflediği çalışmalar yer almaktadır. Nizamnamenin ikinci maddesi cemiyetin amacı hakkında bizi bilgilendirir: “Derneğin amacı Kürt kadınlarının çağdaş zihniyetle yücelmesini ve gelişmesini temin etmek, aile hayatında sosyal temelli düzeltmelere gitmek, göç etme ve yerinden etme münasebetiyle sefil bir hale gelen Kürt yetimlerine ve dullarına iş bulmak ve nakdi yardımda bulunmak suretiyle onları yoksulluk sıkıntısından kurtarmaktır” (Malbat, 2019: 63). Nizamnameden de anlaşılacağı gibi derneği kuran kadınlar, Kürt kadınlarının her anlamda kendilerini geliştirip ilerletmelerini, modern dünyanın gelişmelerine dahil olmalarını amaç edinmiştir. Kalan maddelerde ise derneğin amacına ulaşmak için çeşitli dergi, gazete ve kitapların yayınlanacağı, aynı zamanda okuma evleri, şubeler ve kütüphanelerin açılacağı, bu mekanlarda dersler ve konferanslar verileceği belirtilmiştir. Ayrıca derneğe giriş şartları, danışma ve idare kurulu, maliye, yazı işleri gibi başlıklara da nizamnamede yer verilmiştir. Bu bağlamda derneğin milli ve feminist bir duruşa ve Kürt kadınların mücadele tarihinde de ilk feminist çalışma özelliğine sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, kuruluşundan sonra uzun bir sessizliğe gömülür ve akıbeti hakkında pek bir bilgiye ulaşılmaz, ta ki 1985 yılında dernekle aynı dönemde çıkmış olan Jîn dergisi M. Emin Bozarslan tarafından Latin harfleriyle yeniden yayımlanıp tekrardan gün yüzüne çıkıncaya kadar. Bu dergide Memduh Selimbegî’nin “İki Hayırlı Eser” ve Aziz Yamulki’nin “Kürt Kadınları Teali Cemiyeti Müsameresi Münasebetiyle” adlı yazıları bize dernek hakkında birçok bilgi vermektedir. Ebdurrehîm Rehmî’nin derneğin kadınları için kaleme aldığı “Ji bo Civata Dayikan (Kadınlar Derneği İçin)” adlı şiirine de bu dergide rastlıyoruz. Dernek hakkında bize bilgi veren kaynaklardan biri de Serbesti gazetesidir. Malbat’ın aktardığına göre (2019: 32) Serbesti gazetesinin 26 Nisan 1919 tarihli nüshasında bu isimde bir dernek çalışmasının olduğu ve yakın zamanda kurulacağı ifadelerine yer verilir. Gazetenin haber tarihine baktığımızda derneğin kuruluş çalışmalarının iki ay öncesinde, Nisan ayında başladığını söyleyebiliriz. Memduh Selimbegî’nin Jîn dergisindeki yazısının 26 Mayıs 1919 tarihli olması da yine bizi aynı sonuca götürüyor. Fakat Selimbegî yazısında derneğin kurulacağını değil, kurulduğunu belirtir. Nihayetinde derneğin kuruluşu ile resmi açılış tarihinin farklılaştığı aşikardır. Selimbegî derneğin kuruluşunu Kürtlük için bir şeref olarak adlandırır ve Kürt halkının Kürt kadınlarına şükran borçlu olduğunu dile getirir. Dernek hakkında yakın zamanda yapılan çalışmalardan bir tanesi de Rojda Yıldız’ın yüksek lisans çalışmasıdır. Yıldız (2018: 120), Kürt Kadınları Teali Cemiyeti’ne toplumsal cinsiyet perspektifinden bakar ve derneği ulusun yedek gücü olmakla eleştirir. Yıldız’a göre Kürt kadınları sahneye kahraman özne olarak değil, kahramanın arkasında duran, onu evinden destekleyen anne, eş, kardeş olarak çıkar. Aynı zamanda Yıldız, dernek çalışanlarının ülkeye evlat yetiştirmek için görev gören birer “anne” olarak kategorize edildiklerini dile getirir. Bu bağlamda kadın biyolojik üretimin önemli parçası, ulusun geleceğinin teminatı olarak görülmüştür denilebilir.

Eksiklikleri ve hakkındaki bilgi yetersizliğine rağmen Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, yüz yıldan uzun bir süredir Kürt kadınların mücadele tarihinde ilk adım, ilk kıvılcım ve ilk örgütlenme olarak yerini koruyor; milli ve feminist tutumuyla Kürt kadınların mücadelelerine ışık tutuyor. Kurulduğu dönemin şartları dikkate alındığında, kamusal alanda görünür olma bakımından, genelde kadınlar, özelde Kürt kadınları için derneğin sanıldığından daha büyük bir öneme sahip olduğu görülecektir.

 

Kaynakça

Alakom, R. (2019). Kürt Kadınları Teali Cemiyeti (1919). İstanbul: Avesta Yayınları.

Baran, İ. H. (2016, 8 Mart). Bir Kadınlar Günü Yazısı. Rudaw. https://www.rudaw.net/turkish/opinion/08032016.

Kutlar, M. (2010). Nuriye Ulviye Mevlan ve ‘Kadınlar Dünyası’nda Kürtler. İstanbul: Avesta Yayınları.

Malbat, E. (2019). Kürt Kadınları Teali Cemiyeti ve Nizamnamesi. İstanbul: Nûbihar Yayınları.

Selimbegî, M. (1919). İki Hayırlı Eser. Jîn Dergisi, 4, 20.

Yıldız, R. (2018). Erken Dönem (1898-1919) Kürt Basınında Toplumsal Cinsiyet ve Kürt Kadınları Teali Cemiyeti (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul.

 

Yayınlanma Tarihi: 27.09.2024

Leave a Reply