Gamze Kılıç

Mankeeping, Türkçeleştirilmiş haliyle “erkek dadılığı”, heteroseksüel ilişki içinde olan kadınların, ilişkideki erkeklerin duygusal ve sosyal sorumluluklarını almak durumunda kaldıkları, görünmez duygusal emek sürecini tanımlamaktadır.

Ferrara ve Vergara’nın 2024 yılında yayınladıkları makale, “mankeeping” kavramının görünürlüğünü artırmıştır. Kavram, yazarlar tarafından güncel cinsiyet ilişkilerinde kadınların görünmez emeğini görünür kılan duygusal emek kavramının ve kadınların akrabalık ilişkilerini sürdürme sorumluluğunu ele alan kinkeeping/akraba bakımı kavramlarının bir devamı olarak tanımlanır. Carolyn Rosenthal (1985) tarafından ortaya konulan ve akrabalık bağlarının korunmasını ifade eden “kinkeeping” kavramı, özellikle evlilik sürecinde erkeğin kendi ailesiyle ve evli olduğu kadının ailesiyle olan ilişkisinden kadının sorumlu tutulmasını ifade eder.  Bugün hala kadın, evliliği içinde -ya da ailelerle tanışık olunan bir ilişki içinde- erkeğin tüm aile üyeleri ile olan sosyal dengesini kurma sorumluluğunu taşımak durumunda kalır. Daha açık bir ifadeyle, kadının heteroseksüel bir ilişkiye başlaması ile toplumda erkeğin sosyalleşme yönetimi doğrudan kadına atanır. Mankeeping kavramı ise, kadınların sosyal bağları güçlendirme emeğini aile ilişkilerinin ötesine taşıyarak, partnerinin sosyal çevresiyle olan ilişkilerini ve onun duygusal durumunu düzenleme rolü üstlenmesine vurgu yaparak genişletilmiş bir form kazanır.

Ferrara ve Vergara’nın (2024) gerçekleştirdiği araştırmada kavram, diğer yandan da erkeklerin yakın arkadaşlıklar kurmaması ve giderek sosyal hayatta yalnızlaşıyor olmalarına işaret etmektedir. Yazarlar, bu kavramın arka planına heteroseksüel erkeklik rollerinin sosyal ilişkiler üzerindeki etkisini yerleştirmektedir. Kavramın gelişimine en çok hizmet eden baskın erkeklik normu ise erkeklerin arkadaşlıklarına yönelik yapılan araştırmalarda karşımıza çıkar. Baskın erkeklik normları, erkekler arası kurulan arkadaşlıkları destekleyici ve sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırmaktadır. Erkekler arası ilişkilerde arkadaşlık kurulumunu engelleyen nedenler arasında homofobik eğilimler, idealize edilen sert erkeklik modeli ve duygusal kontrol yer almaktadır (Ferrara ve Vergara, 2024). Paralel bir biçimde bell hooks (2004), Değişme İsteği: Erkekler, Erkeklik ve Sevgi çalışmasında duygu ifadesinin zayıflık görüldüğü eril öğretileri tartışmakta ve erkeklerin “iyi oluş” haline erişebilmelerinin öncelikli yolu olarak duygularını tanıma ve onları ifade edebilme gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Kurulan ilişkilerin sıklıkla rekabet içerdiği ve duyguları ifade etmenin bir zayıflık olarak görüldüğü ataerkil sistem içinde kadınların erkek bakıcılığı yapmalarından kurtulabilmeleri pek mümkün görünmemektedir. Söz konusu normlar, kadınlar arasında gerçekleşen zengin duygusal bağın normalleştirilmesine tezat oluşturan bir erkeklik kültürü inşa etmektedir.

Toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde kadınlar, sıklıkla ailelerle, arkadaşlarla, yaşam alanında yer alan diğer insanlarla sosyalleşmeyi tek başlarına düzenler, örgütler, planlar ve gerekli hazırlıkları yaparlar. Aile üyeleri ve arkadaşlara düzenli ziyaret ve aramaların hatırlatılması, özel günlerde de sosyal bağları güçlendirmek adına bu hatırlatmaların yapılması, yine özel günlerde hediye alınmasının hatırlatılması ve çoğu zaman erkek adına hediyenin alınması, sosyalleşme ve buluşma planlarının yapılması, misafir ağırlanması gibi emek biçimleri, söz konusu sosyal ilişki düzenlemelerinin bazı örnekleridir. Ferrara ve Vergara, bu cinsiyetçi koşullar göz önüne alındığında, erkeklerin sosyal ihtiyaçlarının önemli bir kısmının kadınlara bağımlı şekilde gideriyor olmalarının teorileştirilmeye ve araştırılmaya değer bir konu olduğunu dile getirerek, mankeeping kavramının günümüz koşullarındaki yerini aydınlatmaya çalışmaktadır.

Duygusal anlamda yalnızlaşma halinde olan erkeklerin duygusal ihtiyaçlarını giderebilmesi, çoğunlukla idealize edilen erkeklik modeli ile örtüşmediği için, yalnızca ilişki içinde oldukları kadınlara duygu durumlarını açabilmeleri ile mümkün olmaktadır.  Erkekler, gündelik hayatta yaşadıkları stresleri, kaygıları, umutsuzlukları ve tüm olumsuz duyguları için kadın partnerden destek beklemekte ve bu duygusal yoğunluktan karşı tarafı sorumlu kılmaktadır. Duygu durumu paylaşımı bu inşa altında ‘zayıflık’ olarak görüldüğü için, paylaşımların yalnızca partnerde saklı kalacak olması da görünmez bir anlaşma gibidir. Kadınlardan, erkek partnerlerinin yaşadıkları duygu durumlarını kendilerine saklamaları ve onları herhangi bir ortak tanıdıkla, mümkünse de hiç kimse ile paylaşmamaları beklenir. Bu durum kadınların, duygusal olarak hem kendilerinin hem de partnerlerinin sorumluluğunu tek başına sırtlanmalarına ve ilişki yorgunluğu yaşamalarına neden olmaktadır. Bu nedenle kadın, ilişki içinde hem bir terapist hem bir sosyal asistan/sekreter, aynı zamanda bir dost rolüne bürünmekte ve bütün bunları tek yanlı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Tanımlayamadığımız, tam olarak ifade edemediğimiz, ancak birçok kadının sıklıkla yaşamış olduğu bu duygu durumu mankeeping kavramına karşılık gelmektedir.

Maankeeping, duygusal emek ve bakım emeğinin kesişimsel bir biçimi olarak karşımıza çıkar. Erkeklerin zayıflayan sosyal bağları, toplumsal cinsiyet rollerini eşitsiz bir şekilde pekiştirmeye devam etmekte ve erkeğin duygusal bakımını ilişki içindeki kadının sorumluluğuna bırakmaktadır. Ferrara ve Vergara (2024) benzer araştırmaları inceleyerek, bu tek taraflı yoğun emeğin kadınlar üzerinde yaratmış olduğu sorumluluk yorgunluğunun, özellikle heteroseksüel evliliklerde kadınların ilişkilerini sonlandırmaları ve boşanmaları ile sonuçlandığını söyler. Nitekim görünmez bir emek olarak “dayatılan” bu sorumluluklar, çağlardır toplumsal cinsiyet rollerine dair eşitlik için mücadele eden kadınlara, idealize edilen erkeklik rollerinin yaratmış olduğu yaraların iyileşmesinde de rol vermekte ve bu alanda da mücadele etmek durumunda kalmasına neden olmaktadır.

Kavram özetle, kadının romantik ilişki içinde oldukları erkeklerin duygusal ve sosyal yükünü taşımalarından ortaya çıkan tükenmişliği, duygusal emek yorgunluğunu ifade etmektedir.

 

KAYNAKÇA

Ferrara, A., & Vergara, D. P. (2024). Theorizing mankeeping: The male friendship recession and women’s associated labor as a structural component of gender inequality. Psychology of Men & Masculinities, 25(4), 391–401. https://doi.org/10.1037/men0000494

hooks, b. (2018). Değişme isteği: Erkekler, erkeklik ve sevgi (Z. Kutluata, Çev.). İstanbul: BGST Yayınları.

Rosenthal, C. J. (1985). Kinkeeping in the familial division of labor. Journal of Marriage and Family, 47(4), 965–974. https://doi.org/10.2307/352329

 

Yayınlanma Tarihi: 30.11.2025

Leave a Reply