Reçel Blog 2014 yılının Eylül ayında, arkadaş olan bir grup kadının, kadın olmaya dair kendi aralarında tartıştıkları konuları, çevrimiçi bir ortama taşımaya karar vermeleriyle kuruldu. Çevrimiçi bir ortamın, mekansal sınırları ortadan kaldırarak, daha fazla tartışmaya, konuşmaya, duyguları, dertleri ve sorunları paylaşmaya ve böylelikle daha çok anlaşılmaya imkan vereceğini düşündüler. Bu açıdan, dönemindeki dijital aktivizm örneklerinden etkilense de, çekişmeli bir modernleşme deneyiminden geçen Müslüman bir coğrafyada yaşayan kadınların dertlerini dile getirme cesareti açısından oldukça yenilikçi bir girişimdi bu. Reçel ismi de bu yenilikçiliğin bir sembolüydü; ev ve eve hizmet edecek uğraşlar dışında kalan hayatı kadınlar için gereksiz görenlerin, kadınları usulünü bilmemek ve beceriksizlik ile itham ettikleri reçel, pekala da kadınların kalemi, kağıdı, bilgisayarı ya da yazısı olabilirdi.
Reçel Blog editörlerin kendi yazdıkları yazıları, okurların arasından çıkan konuk yazarları ve okur yorumlarıyla kadınların kamusal alanını genişleten bir mecra olarak tanımlanabilir. Reçel Blog açıldığı ilk günlerden itibaren dünyanın farklı yerlerinde yaşayan, farklı yaşlarda, farklı uğraşlar içerisindeki kadınlardan aldığı yazılar ile editörlerini aşan bir platform oldu. Yazılarda öfkeler dile geldi, ikiyüzlülükler ortaya çıkarıldı, konuşmak ve paylaşmak isteyen başkaları da cesaretlendirildi ve duygudaşlık kuruldu. Reçel Blog’u okumak kadınlara belki farkında bile olmadan taşıdıkları yükleri gösterdi; benzer tecrübelerinin olduğunu fark ettirdi ve farklı bir ihtimalin imkanına inandırdı.
Reçel Blog kurulduğu günden beri gerek kadrosu, gerek odağı ve yazılarıyla değişim içerisinde olsa da, kadınlara yalnız olmadıklarını, içlerini dökecekleri bir yerin var olduğunu ve dinleneceklerini vaat etti. Bu vaadi gerçekleştirmek üzere yayın hayatına devam ediyor. Reçel Blog’a http://recel-blog.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Yayınlanma Tarihi: 06.09.2021
